Elazığ, Eski Harput’un bir devâmıdır. Harput şehri ise,
Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerindendir. Harput’un
bilinen en eski sâkinleri Hurrilerdir.
Hurrilerden sonra bölgeye Hititler hâkim olmuştur.
M.Ö. IX. yüzyıldan îtibâren ise Urartular bölgeye hâkim oldular.
Hitit devletinin başkenti “Hattuşaş” (Boğazköy)taki
yazılı kaynaklarda Harput mıntıkası, “Işuva” olarak geçer.
Bilâhare bu bölge Mittaniler, âsurlular, Persler arasında el değiştirmiş,
Makedonya Kralı İskender’in istilâsına uğramış, İskender’in
ölümünden sonra Selevkoslar, Partlar, Kommagene Krallığı arasında el
değiştirmiş,
M.Ö. 3. asırda Roma’nın hâkimiyeti altına girmiştir.
Roma’nın M.S. 395’te bölünmesi üzerine bu bölge Bizans
(DoğuRoma)ın payına düşmüştür.
Hazret-i Ömer zamânında 624-650 seneleri arasında Harput ve civârı, İslâm
ordusu tarafından fethedilmiştir.
Sonra Bizanslılar bölgeyi geri almışlarsa da,
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk akınları başlamıştır.
Türkmen beylerinden Çubuk Bey, 1085’te Bizans komutanı
Philaretos Brakhamios’u yenerek Harput’u fethetmiştir.
Kısa bir müddet sonra civar kaleleri de fetheden Çubuk Bey ölünce yerine
oğlu Mehmed Bey geçti.
1115’te Artukoğlu Belek Bey, bölgeyi ele geçirerek, Harput
merkez olmak üzere Artukoğulları’nın Harput kolunu kurdu. Kısa
zamanda Harput’tan Halep’e kadar uzanan bir devlet hâlini
aldı.
1234’te Anadolu Selçuklu Sultânı Alâeddîn Keykubat, Elazığ’ı
kendi topraklarına katarak Artukoğullarının Harput koluna son verdi.
Selçuklular devrinde Harput, bir Subaşı ile idâre ediliyordu. Gıyâseddîn
Keyhüsrev’in 1243 Kösedağ Savaşında Moğollara yenilmesi üzerine bölge
İlhanlıların hâkimiyeti altına girdi. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılması
üzerine Anadolu’da beylikler dönemi başladı. 1399’da
bağımsızlığını îlân eden Dulkadiroğlu Zeyneddîn Karaca, Harput’a
hâkim oldu.
Dulkadiroğulları zamânında Harput önemli yerleşim merkezlerinden
biriydi.
1468’de Akkoyunlu Hükümdârı Uzun Hasan, Dulkadiroğullarından Melik
Arslan’la mücâdele etmiş ve Melik Arslan’ın sulh istemesi
üzerine 4000 altın göndererek Harput Kalesini teslim almıştır.
Akkoyunlulardan sonra Harput’un idâresi Şah İsmâil Safevî’ye
geçmiştir (1507). Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Seferinden döndükten sonra
(1514) Doğu Anadolu’nun fethi için Bıyıklı Mehmed Paşayı
görevlendirmiştir. Bu bölgedeki beylerin Osmanlı idâresine alınması için
Mehmed Paşaya meşhur târihçi İdris-i Bitlisî yardım etmiştir.
Yavuz Sultan Selim Han 1515 yılında Karaman beylerbeyi Hüsrev Paşa
kumandasında büyük bir orduyu yola çıkardı ve ordu Diyarbakır tarafına
gitmeden evvel Harput ve Ergani’yi zaptetmekle meşgul oldu.
Yeniçerilerle berâber Kemah Hâkimi Karaçinzâde Ahmed Bey kaleyi kuşattılar
ve üç günlük muhâsaradan sonra kale zaptedildi.
Harput ve yöresi eski devirlerden Osmanlı devrine kadar, kültürel bakımdan
târihte önemli bir bölge olmuştur.
ELAZIĞ ili doğal şartların elverişli olması nedeniyle paleolitik (yontma
taş) döneminden beri çeşitli toplulukların yerleştiği bir alan olmuştur.
Keban ve Karakaya barajları eski eserleri kurtarma projesi çerçevesinde
yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalar ,yöre tarihinin bilinmesine büyük
katkılar sağlamıştır.
Bu çalışma ışığında Elazığ-Harput yöresinin bilinen en eski sakinleri
Hurriler’dir. Arkeolojik kazılar sonunda elde edilen tabletlerden
anlaşıldığına göre Hurriler ,Ön Asya da büyük bir bölgeye yayılmış ,M.Ö.2
bin yılının sonlarında kuvvetlenerek ırkdaşları Subar Beyleri’ni de
egemenlikleri altına alarak ,sınırlarını genişletmişlerdir. Hurriler den
sonra bölge Hititlerin hakimiyeti altına geçmiştir.
M.Ö.IX, yüzyıldan itibaren Urarturlar bölgeye egemen olmuşlardır. Urartu
dönemine ait Palu,Kömürhan ve Bağın’da çivi yazılı kitabeler
bulunmaktadır. M.Ö.VII. yüzyıllar da bölgeye Medler hakim olmuş , sonraki
yüzyıllarda Pers Straplar’ın Büyük İskender’e yenilmesiyle Pers
hakimiyeti sona ermiş , bölge İskenderin ordularının denetiminde
kalmıştır.M.Ö.546 yılında Roma ordusu Persler’e yenilince yörede
Persler’in hakimiyeti görülmeye başlamıştır.
Bu hakimiyetle birlikte yöre M.S.III. yüzyıla kadar Pers-Roma mücadelesine
sahne olmuş ,Büyük Roma İmparatorluğu’nun M.S.395 yılında ikiye
bölünmesinden sonra yörede ,Sasani Bizans mücadelesi başlamıştır. Sonuçta
Fırat’ın batısı Bizans,doğusu Sasaniler ,hakimiyetine girmiştir.
____________________
!! Dost Dost dedik nicesine sarildim Sadik Dost Kara toprakmis !!