Yüreğimde gece; onikiyi çoktan geçmiş saat, ne
gariptir ki geçen zamanın ardında yaşanan
birşeyler var, izdüşümler var bilemediğim; dilime
yerleşen ama kafamın içinden sessiz ve Öksüzce
geçen sÖzcükler gibi...
Aşk; kendini bilmezlik, olup biteni ise hiç ama hiç
bilememezlik...
Suskunluk; sancılı yalnızlık..
Korku; çocukluğa Özgü bir
terim,büyüdükçe silikleşen yada derinleşen...
Yalnızlık; yaşama karşı
bağışıklık aşısı...
Umut; mutsuzluğun, metresi...
Mutsuzluk; Düşlerde yeri olmayan..
Düş; kırılır mı? Ardında
kırılan başka bir şeyler var, kesilip kanamalar var
bilemediğim; tıpkı yüreğimin ince keskin
yırtılması gibi.
Yürek; Çikolata ama içi duygu dolgulu..
Duygu: Uyku gibi güzel, sonu gelmeyen, bir rüya
Rüya; yorumsuz, iniltiler, sayıklamalar, hadi
hayırlısı!
Belki de alakasız ama bir tanım daha.
Aş ermek; Gebelikte bazı yemeklerden tiksinip bazı yemekleri
yeme isteği duymak...
Ben eriyorum belki de; kendime tanımlarla yüzleştikçe,
eriyorum, geberiyorum.
" Ol! " demeyle olmuyor işte bir yaşam.
" Öl! " demeyle Ölünmüyor.
" Dur! " demeyle durulmuyor birdenbire.
" Sus! " demeyle susar mı gÖzlerim?
Emir kipleri ağlıyor, bağrıyor bas bas,
düşlerimin arasında .
Bekle!
Yüreğimde, gece; on ikiyi çoktan geçmiş saat .
Bedenim kendi zamanından habersiz; anlamaktan ürküyor belki
de. Anladığım an gizemini yitiriyor her şey.
Düşlediklerimi diri ve gizli tutmak için kaçıyorum
anlamaktan.
Yaşam içinde yanımda kalan, tek varlık, zamandan
peydahlanmış p...ç bir yalnızlık!
GÖkyüzüne bakmalıyım, başımı
kaldırıp, yıldızları saymalıyım, oturup
sabah olmadan...
Gecenin güzelliğini gÖrebilmeliyim, denizin üzerindeki
gümüş ışıltısında, duyabilmeliyim
bir başka güzelliği, dalgaların
şıkırtısında.
Gün ışımış, güneş doğmuş!
Yüreğimde ise, hala gece; on ikiyi çoktan geçmiş
saat!
Oysa, ışığın bile ortaya
çıkartamadıkları var, gizlenenler...
Gündüzün kÖründe bile karanlıklar
arkasına saklanıp, adam geçinenler.....
yüreğimden ç
alıntı
dır.....