SUSURLUK
Ramazan NARİN
xsusurlukx@hotmail.com
1-TEMMUZ. KABOTAJ BAYRAMI..!
Ve KANUN
Bu bayram ; ya adına uygun ve görkemle kutlanmalı ATA YASA işletilmeli,
ya da işletilmeyen bu kanun yürürlükten kaldırılmalıdır. Eskaza AB üyesi
olduğumuzda, kapütülasyonlar devam ettirileceği için, kaldırılması
sakıncalı olup bu yasa belki bu sömürüyü engelleyecektir ama, büyüklerimiz
daha iyi bilirler..!
Malum ülkemiz BİR yarımada ve üç yanı denizlerle çevrili. Hatta İKİ
Yarımada, çünkü iç denizlerimizde var. DENİZCİLİK BAKANLIĞIMIZ ? yok tabii.
Her tarafımız deniz olduğu halde, bu kadar denize sırtını dönen bizim gibi
bir başka ülke de yok tabii. Ama, her yıl 1-TEMMUZ’ da,
vatandaşlarımızın pek çoğunun, hatta öğretmenlerimizin ve idarecilerimizin
anlamını dahi bilmediği, bir BAYRAMI kutluyoruz. Öğretmenlik yıllarımdan
bilirim, 1-Temmuzda okullardan öğrenci istenir, öğretmen istenir ve
bulmakta güçlük çekilirdi. Bu yılda, dünde çekilmiştir. Neden istenirdi ?
ÖKSÜZ KABOTAJ BAYRAMI kutlanacaktır da ondan istenirdi. Liman Başkanlığı ve
Kaymakamlık önderliğinde, bir kısım öğrenci ile ATATÜRK’ e çelenk
sunulur, günün anlam ve önemi hakkında kısa bir konuşma yapılır ve denize
çelenk bırakılır. 1995 yılıydı sanırım, işletmesini yaptığım yolcu gemimize
bayram protokolünü alıp, körfeze açılmış, denize çelenk atıp dönmüştük.
Bu arada aklıma gelmişken sorayım ; LİMAN BAŞKANLIĞI diye bir dairemiz var
ve ne iş yaptığını acaba kaç kişi bilir ?
Başbuğ Mustafa Kemal, basiretli ve ufku açık bir lider olarak Türkiye
Cumhuriyeti Devletini kurduğu ilk yıllar yani 1926 yılında, 8.337 km.
sahil şeridi bulunan TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ nde Osmanlı döneminden
kalma ve Avrupalı' ların 1535 yılından beri sürdürdüğü
kapütülasyonlarından kurtulabilmek için, KABOTAJ diye andığımız, mülki
idare amirlerinin yani Vali ve Kaymakamlarımızın, Ticaret ve Adliye
vekillerinin uygulayacağı, işleteceği 358 ve 815 sayılı, kanunları
çıkarmıştır. 1935 senesinden itibaren de, bu yasa bir BAYRAM olarak
kutlanılmaktadır. Osmanlının önem vermediği veya veremediği
Kapitülasyonlarla kabotaj imtiyazı, 1535 yılında Türk gemilerinden tamamen
alınmıştır. Ancak, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile, kabotaj
imtiyazı yabancı gemiler için kaldırılmış, 1 Temmuz 1926 gününden itibaren
de Türk kıyılarındaki kabotaj imtiyazı, Türk gemilerine tanınmıştır. Bugün
ise bizde Deniz Bayramı olarak kutlanmaktadır. Ne kadar kutlayabiliyorsak,
o kadar kutlanmaktadır işte.
Bugünkü hükümetimiz ise ; bu yasayı yok sayan 4046 sayılı ÖZELLEŞTİRME
KANUNU’nu çıkarmış, limanlarımızı özelleştirmiş ve yabancı bandıralı
gemileri limanlarımıza sokmuştur. ? Yani istiklal savaşı ve Lozan Zaferi
ile geri aldığımız denizcilik imtiyazımız, müstemlekeci emperyalist
ecnebilere ve yabancılara, adeta geri verilmiştir. Daha önce de yazdığım
gibi, İZMİR Limanı HONG-KONG’lunun, KUŞADASI Limanı
İSRAİL’linin olmuştur mesela.
Kanunu iyi okuduğumuzda; " KABOTAJ, Bir devletin kendi limanları arasında,
içdeniz ve göllerinde, akarsularında, karasularında yolcu ve yük taşıma
hakkıdır.” İyice okuduğumuzda ise; “ Kendi limanlarımız
arasında yük ve yolcu taşıyan tüm gemilerin Türk Bandıralı ve Türk Personel
çalıştıran gemiler olması gerektiğini, ve yer hizmetlerinde limanlarda
tamamen Türk Uyruklu vatandaşların çalışabileceğine hükmedilindiğini
“ anlıyoruz. Bayramını kutladığımız KABOTAJ YASASININ, BAĞIMSIZ
TÜRKİYE imzasını taşıyan bir yasa olduğunu da anlıyoruz…
Bu yasa dolayısıyle, 1-Temmuz KABOTAJ Bayramı ilan edilmiştir. Lakin;
bırakın bayramın adını DENİZCİLİK BAYRAMINA çevirmeye çalışan bir ihaneti,
bırakın ÜÇ tarafı deniz olan bir ülkede DENİZCİLİK BAKANLIĞI kurulmamasını,
limanlarımız arasında Türk Bayraklı gemilerin yük ve yolcu taşıması olayı
da bitirilmiş, yer hizmetlerinde Türk Uyruklu çalışması olayı dahi yok
edilmiştir. KABOTAJ Yasası çıkmadan önceki BANDIRMA’yı bilenler,
BANDIRMA Limanında Türk değil, Yunanlı ve Rumların çalıştığını, Türklerin
ise sadece hamallık yaptığını çok iyi bilirler.
Lozan Barış Antlaşması'nın Ticaret Mukavelesi, yerli ve yabancı gemilere
eşitlik ilkesi getirmişse de, taraf devletlerin deniz ulaşımı ve
balıkçılığını ve kendi gemileriyle sınırlı tutabilme hakkına dayalı olarak
Türkiye, BAŞBUĞ ATATÜRK sayesinde"Kabotaj Kanunu" nu çıkarabilmiştir.
Kabotaj Kanunu'na göre yabancı bayraklı gemiler, Türkiye'ye sadece yolcu ve
yük getirir. Türkiye'den sadece yük ve yolcu götürür. Bizim limanlarımızın
birinden, öbürüne yük ve yolcu taşıyamaz. İyi de...Yabancıların
yapamadığı bu işi biz kendi gücümüz ve gemilerimizle yapabiliyor muyuz ? Bu
işi çok iyi başardığımız için mi, her 1 Temmuz'da "bayram yapıyoruz" ?
Gemi/lerimiz yok, ama bayram var.
Ne yazık ki 8.337 km' lik kıyı şeridimizi 82 yıldır mal ve insan ulaşımı
için kullanamıyoruz. Üzülünecek olan şu : Bir zamanlar Akdeniz'de Türk
bayraklı yolcu gemilerimizle öne çıkmıştık. Bir zamanlar Karadeniz,
Marmara, Ege ve Akdeniz'e yolcu ve yük taşıyan gemilerimiz vardı.
Şimdilerde bunların hepsi, siyasilerimizin yanlış kararları ve uygulamaları
ile, tek tek yok oldu. O yıllarda, yani 1938 yılında kurulan DENİZ
BANK’ın ne olduğunu biliyor muyuz mesela ? BELÇİKALI bir sahibi var
şimdi.
TÜRKİYE, bir hukuk devletidir ama, gördüğümüz kadarı ile yasa ilgililerince
işletilmemekte ve bu yasaya karşı her gün suç işlenmektedir. Bugün, iç
limanlarımız arasındaki taşımacılık yapan gemiler yabancı bandıralı ise,
Türk gemilerinde ve yer hizmetlerinde ecnebi elemanlar çalışabiliyor ise
ki; öyledir, işbu yasa ihlal edilerek her gün suç işlenmektedir. Gerçi
bayramın kutlanmasının da, bir anlamı kalmamıştır belki. Ama yürürlükte
bulunan ATA KANUN durdukça, suç olduğu noktasındaki düşüncemi ve ısrarımı,
ben her Temmuz başında sürdüreceğim.
Bugün için biz taşıyor muyuz kendi limanlarımız arasında yolcu ve yük ?
HAYIR ! O zaman niye kutlayalım ki Kabotaj Bayramını ? Denizcilik diyelim
daha iyi diyen AKP’nin mecliste bulunan ihanet yasa tasarısı
buzdolabında beklemekte ve KABOTAJ yasasını etkisiz hale getiren 4046
sayılı özelleştirme yasası çatır çatır uygulanmaktadır. İş bu Özelleştirme
Yasası ile, KABOTAJ Kanunu delik deşik edilmiştir. Bir gün, tıpkı 301.
madde gibi, KABOTAJ Kanunu da kalkacaktır veya kaldırılacaktır. KURBAĞA
haşlama metodu ile, projeler gün be gün hayata geçirilecektir yani.
Türkiye’nin; dünya deniz ticaretindeki payı 1,4 ise, Dünya
filolarında 17. sırada isek, Tüm Dünya denizlerinde ancak 1.202 gemimiz
varsa durup düşünmemiz ve Barbaros’un, Piri Reis’in,
Atatürk’ün torunlarıyız diye övünmeyi bırakmamız lazımdır. Çünkü,
yasanın tam açınımını iyice okuduğunuzda sizinde göreceği gibi, yasa güdük
kalmıştır veya kasıtlı güdük bırakılmıştır. 4046 sayılı özelleştirme
yasası, KABOTAJ YASASINI DA, BAYRAMINI DA, maalesef ki atıl bırakmıştır.
75 yıl öncesinin, 1933 senesindeki Cumhuriyet gazetesinin ilan sayfasında
yer alan ilanlara göre ; DENİZCİ TÜRKİYE'ye Nostaljiye ve trajediye
bakalım ;
- " İstanbul'dan Hareket Edecek Vapurlar " başlığıyla yayımlanan ilanlarda
1933 yılında, İstanbul'dan nerelere yolcu ve yük gemileri gelip-gidiyormuş
?
- Trabzon Postası : Gül cemal Vapuru 3 Mayıs'ta hareket ediyor.
- İzmir-Mersin Postası : Anafartalar Vapuru 5 Mayıs' ta İdare Rıhtımından
kalkıyor.
- Zonguldak Sürat Postası : Paşabahçeli Cemal Seyr-i Sefain İdaresi'nin,
Bursa Vapuru 4 Mayıs'ta Ereğli ve Zonguldak'a gidiyor.
- Akdeniz Postası : Sadıkzade Biraderlerin Firuzan Vapuru 3 Mayıs'ta
Sirkeci rıhtımından hareket ile, Çanakkale, İzmir, Antalya ve Mersin'e
gidip gelecek.
- Karadeniz Postası : Sadıkzade Biraderlerin Dumlupınar vapuru ise 3
Mayıs'ta Karadeniz'e müteveccihen yola çıkıyor.
Bunlar, 75 yıl önce Mayıs ayında, 3 gün içinde İstanbul'dan hareket edecek
iki özel şirketin gemileri. Denizcilikteki çalışmamızı bırakın, gazetelere
ilan bile verebiliyormuşuz !
Daha yakın tarihlerde Denizyolları İşletmesi'nin, dış ve iç seferlerinde
çalışan anlı şanlı gemilerimiz de vardı."Ankara Gemisi", İstanbul-Avrupa
limanları arasında çalışırdı. "Tarsus Gemisi" Amerika'ya yolcu taşırdı.
Etrüsk, Kadeş, Ordu, Giresun, Trabzon Gemileri Karadeniz'e gidip gelirdi.
Ege, İzmir, Marmara, Samsun, İskenderun, Karadeniz, Akdeniz Gemileri yakın
zamana kadar iç hatlarda çalıştı."Adana Gemisi" Akdeniz'de, "Gemlik Gemisi,
Ayvalık Gemisi", Marmara'da çalışan gemilerdi. "Truva-Yeşilada, Samsun,
Ankara, İskenderun Gemileri" ünlü feribotlarımızdı. Şimdi bunların
hiçbiri yok. Limanlarımız arasında yolcu ve yük taşımayı unuttuk. Ama
Kabotaj Kanunu'nun eseri olan Denizcilik Bayramı'nı, "çoşkuyla kutluyoruz !
".
Sahi, BANDIRMA’da yaşadığı halde GEMİ YOLCULUĞU yapan şanslı kaç kişi
var içimizde veya hiç gemiye binmemiş şanssız kaç kişi?
Ben, önce TÜRK, sonra Barbaros’un torunu, sonra da Başbuğ
ATATÜRK’ün mirasçısı ve o’nun emanetlerini savunan biri olarak
KABOTAJ KANUNU’nun herkesçe bilinmesini, tıpkı Anayasamızın değişmez
ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri gibi, bu yasanın da koruma
altına alınmasını, ve Başbuğ ATATÜRK’ün 391 yıl devam eden
denizciliğimizin sömürülmesi olayına son verdiği günü, bize BAYRAM olarak
armağan ettiğini unutmadan bu günün adına ve içeriğine uygun olarak, en
görkemli şekilde kutlanmasını istiyorum. VE, Bağımsızlığımızın İMZASI
olan, KABOTAJ KANUNUNUN ASLINI SİZLERİN BİLGİSİNE SUNUYORUM.
<KANUN NO: 815>
“ TÜRKİYE SAHİLLERİNDE NAKLİYATI BAHRİYE (KABOTAJ) ve LİMANLARLA KARA
SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SAN'AT VE TİCARET HAKKINDA KANUN “
Kabul Tarihi: 20.Nisan.1926
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı : 28 Nisan 1926- Sayı: 358
3.t.Düstur, c.7 - s.759
MADDE 1 - Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu alıp
nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve kılavuzluk
ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını ifa etmek,
yalnız Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe munhasırdır.
Ecnebi sefaini ancak memaliki ecnebiyeden almış oldukları yolcu ve hamuleyi
Türk liman ve limanlarına ihraç ederler ve Türk liman ve limanlarından
ecnebi liman ve limanlarına gidecek yolcu ve hamuleyi de alırlar.
MADDE 2 - Nehirler ve göller ve marmara havzasiyle boğazlarda bilûmum kara
sulariyle kara sularına dahil bulunan körfez, liman, koy ve sairede vapur,
romorkör, istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl
makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire ile tarak,
prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su dubaları limyo,
sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi sâbit ve sâbih vesait
bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretleriyle
ticaret hakkı Türkiye tebaasına munhasırdır.
MADDE 3 - Kara suları dâhilinde balık, istiridye, midye, sünger, inci,
mercan, sedef ve saire saydı, kum ve çakıl ve saire ihracı ve gerek sathı
bahirde ve gerek ka'rı bahirde mevcut kazazede sefain ve merakiple enkazı
metrukenin ihraç ve tahlisi dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk, deniz
bakkallığı, bilcümle Türk vesait ve merakibi bahriyesi derununda kaptanlık,
çarkçılık, kâtiplik, tayfalık ve amelelik ve saire icrası ve iskele, rıhtım
hammallığı ve bilûmum deniz esnaflığı icrası Türkiye tebaasına
munhasırdır.
MADDE 4 - Hükümet, muvakkaten ve hiç bir hak temin etmemek şartiyle ecnebi
tahlisiye gemilerinin icrayı sanat etmelerine ve Türk tahlisiye gemilerinde
ecnebi mütehassıs ve kaptan ve tayfa istihdamına müsaade edebilir.
MADDE 5 - Birinci madde hükmüne muhalif olarak Türkiye limanları beyninde
kabotaj yapan sefain ve merakibi ecnebiyeden bin liradan on bin liraya
kadar cezayi nakdî ahiz ve o sefine ve merakip maddei mezkurenin ikinci
fıkrası mucibince Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak ve
çıkarmaktan altı aydan bir seneye kadar men olunur.
Mugayiri kanun hareket eden sefine bir şirketi bahriye veya müteaddit
sefaire malik olan bir veya müteaddit eşhasa ait olursa işbu meni keyfiyeti
şirketin veya eşhası mezkurenin diğer sefainine de şamildir. İkinci ve
üçüncü maddelerde zikrolunan tebaai mahalliyeye munhasır hukuku bahriyeden
birini icraya cüret eden ecnebiler yüz liradan bin liraya kadar cezayı
nakdi ve bir aydan üç aya kadar hapis cezasiyle mücazat olunurlar. Bu
cezalardan yalnız biri de hükmolunabilir. Mükerrirler hakkında iki kat
olarak hükmedilir.
MADDE 5.- (Değişik: 4854 - 24.4.2003 / m.1/B-3) Bu Kanunun 1 inci maddesi
hükmüne aykırı olarak Türkiye limanları arasında kabotaj yapan gemiler ve
yabancılara ait deniz taşıtlarına birmilyar lira idari para cezası verilir.
Gemiler ve deniz taşıt araçları 1 inci maddenin ikinci fıkrası gereğince
bir yıl Türkiye limanları için yük ve yolcu almak ve çıkarmaktan
yasaklanır; Kanuna aykırı hareket eden gemi, bir denizcilik şirketine veya
birden çok gemiye sahip olan bir veya birden çok şahsa ait olursa, yük ve
yolcu almak ve çıkarmaktan yasaklama cezası, şirketin veya şahısların diğer
gemilerine de uygulanır. Bu Kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde belirtilen
yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan hakları kullanan yabancılara
ikiyüzaltmışmilyon lira idari para cezası verilir. Suçun tekrarı halinde bu
ceza iki kat olarak uygulanır.
Birinci fıkrada yazılı olan idari para cezalarıyla yasaklamalar o yerin en
büyük mülki amiri tarafından verilir. Derhal ve defaten idari para cezasını
ödemeyen veya bu hususta teminat ve kefalet göstermeyen gemiler ve diğer
deniz vasıtaları seferden ve faaliyetten alıkonulur. Para cezasına ve
yasaklamaya ilişkin kararlar deniz taşıtları için kaptana veya ilgilisine,
diğer eylemler için faile 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu
hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden
itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz
edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.
İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde
evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna
göre verilen idari para cezaları 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Yasaklama kararı idare mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra
uygulanır.
MADDE 6 - İşbu kanun ahkâmı 1 Temmuz 1926 tarihinden muteberdir.
MADDE 7 - İşbu kanunun icrasına Ticaret ve Adliye Vekilleri memurdur.
2.KABOTAJ KANUNU
19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı
Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı Sanat ve
Ticaret Hakkındaki Kanun”

91 RG 29.04.1926 dip not) ile Türk kıyılarında kabotaj
hakkı, Türk Bayrağını taşıyan gemilere ve Türk vatadaşlarına hasredilmiş
bulunmaktadır.
Lozan Barış Anlaşması, Ticaret Mukavelenamesi, yerli yabancı gemilere eşit
davranılması ilkesini getirmekle birlikte kabotaj seferlerini, balıkçılığı
ve liman hizmetlerini kendi bayraklarını taşıyan gemilere hasretmek hakkını
sözleşen (akid) devletler için saklı tutmuştu. Kabotaj Kanunu, böyle bir
hakkın kullanılmasından doğmuştur.
Bu kanun ile öngörülmüş esaslar şunlardır:
A. Gemiler
a. Türk Gemileri
Türk kıyılarının bir noktasından diğer noktasına yük ve yolcu alıp
nakletmek ve kıyılarda, limanlar içinde veya arasında römorkaj ve pilotaj
(kılavuzluk) ve hangi nitelikte olursa olsun bütün liman hizmetlerini ifa,
yalnız Türk Bayrağını taşıyan gemi ve taşıtlara hasredilmiştir.(m. 1/1).
Türk Bayrağı taşıma iznini TTK, 824/2 gereğince geçici olarak (en çok iki
yıl için) almış bulunan gemi, sözkonusu izin süresince TTK, 825 gereği Türk
Bayrağı taşımak hakkını ve hatta Türk gemisi niteliğini almış bulunduğundan
kabotaj seferleri yönünden gerekli birinci koşulun (Türk Bayrağı taşımak
koşulunun) bu gemiler için dahi gerçekleştiği sonucu doğar. Karşıt kavram
yolu ile de TTK.824/1 de yazılı durumda, yani Türk gemisine geçici olarak
yabancı bayrak çekilmiş bulunulması halinde izin süresince geminin kabotaj
seferi hakkından yararlanamayacağı hükmüne varmak gerekir.
b. Yabancı Gemiler
Bu gemiler sadece yabancı memleketten aldıkları yolcu ve hamuleyi Türk
limanlarına çıkarabilir ve Türk limanlarından yabancı limanlara gidecek
yolcu ve hamuleyi alabilir(m.1/2).
B. Kişiler
a. Türk Vatandaşları
Türkiye’de nehir, göller ve Marmara havzası ile Boğazlar ve bütün
karasuları ve karasularına dahil körfez, liman, köy vesairede vapur,
römorkor, istimbot, motorbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl
makine, yelken ve kürekle hareket eden büyük taşıtlar ve saire ile duran
ve yüzen araçlar bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat
ameliyesinde bulunmak suretiyle ticaret hakkı, yalnız Türk tebasına aittir
(m. 2).
Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde yer alan “Türk
Teb’ası” deyimi üzerinde bir açıklama şöyle gereklidir:
Seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticari faaliyette bulunan
gerçek kişi tek ise bunun birden fazla ise hepsinin Türk olması şarttır.
Bir Türk gemisinin yabancılar tarafından kiralanarak kabotaj seferlerinde
kullanılması da yasak kapsamına girer. Burada önemli olan, yükle ilgililere
karşı kimin taşıyan olarak gözüktüğü değil, seyrüsefer ve nakliyat icra
etmek suretiyle kimin ticaret yapmakta olduğudur. Nitekim Kabotaj Kanunu, 2
de seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının yalnız
teb’asına özgü bulunduğu açıklanmıştır. Seyrüsefer ve nakliyat icra
eden bir tüzel kişi ise bunun bir Türk tüzel kişisi olmasının gerekeceği
açıktır. Ancak bu tüzel kişi bir anonim şirketse pay sahipleri ve limited
şirket ortakları arasında bir yabancı bulunuyorsa durum nedir? Bu konudaki
25 Şubat 1928 tarihli ve 403 sayılı Tefsir kararı’nda, seyrüsefer ve
nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının sadece Türk teb’asına
hasredildiği hususunda Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde açıklık
bulunduğu noktasında hareket edilerek sözkonusu pay sahipleri ve ortakların
tümünün Türk olması gerektiği açıklanmıştır(bk. aşağıda m. 4).
b. Yabancılar
Hükümet, geçici olarak ve kendileri için ücret veya iştirak payı söz konusu
bulunmamak üzere yabancı kurtarma gemilerinin çalışmalarına ve Türk
kurtarma gemilerinde yabancı uzman, kaptan ve tayfa çalıştırılmasına izin
verilebilir (m. 4).
C. Yasaklama ve Cezalar a. Yabancı Gemiler
Kabotaj Kanunu hükümlerine aykırı şekilde Türk limanları arasında kabotaj
yapan yabancı gemi ve teknelerden bin liradan onbin liraya kadar para
cezası tahsil olunur. Ayrıca sözü geçen gemi veya tekne Türkiye limanları
için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir yıla kadar men
olunur. İş bu men keyfiyeti, kanuna aykırı hareket eden şahıs ve şahıslarla
ilgili şirkete ait diğer gemileri de kapsar (bkz md.5 son hali)
b. Yabancılar
Kabotaj Kanunu’na aykırı olarak Türk vatandaşlarına ait haklardan
birini icraya yönelen yabancılar, yüz liradan bin liraya kadar para cezası
ve bir aydan üç aya kadar hapis cezası ile cazalandırılırlar (bkz md.5 son
hali).
Bu da, bu kanun vesilesi ile 1970 yılında verilmiş Yüksek Mahkeme
Kararıdır.
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ, E. 1970/629, K. 1970/4935, T. 8.12.1970
• KURTARMA VE YARDIM (Türk Gemilerinin Tekel Hakkı)
• TİCARİ MAKSAT
(Kurtarmaya Katılan Yabancı Geminin Kabotaj ve Tekel Hakkını İhlal Etmiş
Olması)
• KABOTAJ VE TEKEL HAKKI (Türk Karasularındaki Kurtarma
Faaliyetleri)
ÖZET : Türk karasuları içinde münhasıran türk bayrağı taşıyan gemiler
kurtarma- yardım yapabilir. Denizcilik bankasının kurtarma-yardım tekel
hakkı ihlal edilirse, bankanın tazminat isteme hakkı doğar. Kurtarmaya "p"
tahlisiye gemisinin iştirak etmesi, olayda, ticari bir kasıt bulunduğunu
açıkça gösterir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesince
görülerek husumet yönünden davanın reddine dair verilen 26.11.1969 tarih ve
580/482 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı
tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı
T.B. ile davalı avukatı N.G. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde
verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten
sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka
güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği
konuşulup düşünüldü:
KARAR : 875 sayılı Kabotaj kanunu gereğince kurtarma ve yardım işleri, Türk
karasuları dahilinde münhasıran Türk gemileri tarafından yapılabilir.
5842 sayılı kanun, bu işleri davacı Denizcilik Bankasının tekeline
vermiştir. Davalı işletmenin dosyada mevcut 22.5.1968 günlü yazısından
anlaşılacağı üzere, Türk Karasularında kurtarma ve yardım işlerine iştirak
eden yabancı gemiler arasında "P" tahlisiye gemisi de bulunmaktadır. Bu
itibarla, davacı bankanın kurtarma teklifinin reddedilmesi ve kurtarmaya
tahlisiye gemisinin iştirak etmiş bulunması, mezkur kanunlardan doğan
kabotaj ve tekel
haklarının ihlal edilmiş olduğunu ve bu ihlalde aynı zamanda ticari bir
kasıt bulunduğunu, açıkça göstermektedir. O halde mahkemece davacı bankanın
tazminat talebinin kabulü gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde
davanın reddine kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacının temyiz itirazlarının
kabulü ile hükmün BOZULMASINA, tarif gereğince 850 lira duruşma avukatlık
ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ödediği ... lira peşin
harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 8.12.1970 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
BU DA YENİ YASAMIZ ;
Bugünkü AKP İktidarı tarafından, 26 Nisan 2005 tarihinde, Başbakanlık
imzası ile bir Kanun değişikliği tasarısı TBMM ye sunulmuş olup, soğutmaya
alınmış bu tasarı, her an yasallaşacaktır. Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu'na gönderilmiş durumdadır. Kanun değişikliği ile;
“Yurt içinde teknik imkan, araç ve ekipman kapasitesi ve mevcut
personel ile gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağı tespit edilen kamu
hizmeti niteliğindeki faaliyetler için, faaliyetin süresi ile sahası
belirtilmek ve hiçbir hak sağlamamak şartıyla Türk kara sularında ve iç
sularında kendi bayrakları altında yabancı gemi ve deniz aracı
çalıştırılması amacıyla en fazla iki yıl süre tanınacak. Faaliyetin mücbir
sebeplerle veya mevzuattan kaynaklanan nedenlerle kesilmesi halinde süre
iki yılı aştığı takdirde, faaliyet izni altışar aylık dönemler halinde
uzatılabilecek. Kurtarma ve diğer faaliyetler için izin almak suretiyle
faaliyette bulunacak gemi ve deniz araçlarının geçici ithaline gümrük
idarelerince izin verilecek. Denizcilik Müsteşarlığı'nın uygun görüşü,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın izin vermesi halinde yabancı
bayraklı gemi ve deniz araçları ile Türk bayraklı kurtarma gemilerinde
yabancı gemi adamı ve personel çalıştırılabilecek.”
Tasarıda ayrıca ''Kabotaj ve Denizcilik Bayramı” adının sadece
''Denizcilik Bayramı'' olarak değiştirilmesi planlanmaktadır. İMTİYAZIMIZ,
geçici adıyla pazarlanacak ve KABOTAJ KANUNU yok edilecektir yani. Çünkü,
AB ve ABİLERİMİZ, Amerikalılarımız böyle istemektedirler. İstemekte
haklılar çünkü müteffikimiz AMERİKA, bizim yedi düvele karşı istiklal
savaşı ile kazandığımız başarının belgesi olan LOZANI, hala tanımamaktadır.
Müteffikimiz ve güya dostumuzdur ama...!
____________________
NOGAYTURK