Bence68
Site kurucusu
Aşık Veysel'in , eşinin kendisini bırakıp yâdellere gitmesi üzerine yaktığı
bir türküdür bu.
Veysel'in görmüyor olmasına hayıflanıp mesleğinin ne olacağına henüz
ilkokul yıllarında karar vermiş,saz çalıp türkü söyleyen bir göz
doktorundan dinlediğim kadarıyla aktarmaya çalışayım hikayesini :
Veysel'i henüz 1 yaşındaki bebeğiyle çaresizliklere terkederek başkasına
kaçar eşi. Hem ana hem baba olmak durumdadır Veysel artık, el kadar bebe
anne bakımı ister, kendisi zaten bakıma muhtaç olan Veysel çaresizdir,
nitekim bir zaman sonra evladını kaybeder. Bu hazin duruma sebep ise
başkasına kaçan ama halen çok sevdiği eşidir. Bir ceylandır gözünde sevdiği
, kendisini de avcı yerine koyup seslenir , onu çöllerde saz ile avlamayı
diler.
Silahı saz olan Veysel'in mermisi de sözdür. Öylesi güçlü , öylesi ağırdır
ki sözü ; hedefini dermansız bırakır. Onun için gözdağı verse de ötesine
gidemez Veysel. Kudretini bildirir ama orada durur. Bulunmaz dermanı
Yoktur ilacı
Vursam, yaralasam söz ile seni
der. Öylece bırakır sözünü "yaralarım" da demez "yaralayacağım" da. Ne de
olsa "dermanı olmaz ilacı bulunmaz yaradır" onun sözlerinin yarası ,
kıyamaz sevdiğine. Sevdiğinden beklediği ise sadakattir. Elindeki tuzu
uzatıp beslemeye alıştırdığı koyunun her avucunu açtığında tereddütsüzce
yanına gelmesi gibi yanına gelmesini ister sevdiğinin. Koyunun onu besleyen
ve kollayan çobanına duyduğu bağlılığı görmek ister kol kanat gerdiği ,
sevmelere kıyamadığı güzel eşinden.
Kurulma sevdiğim
Güzelim deyi
Bağlanma karayı
Ağları geyi
Ben bir çoban olsam
Sen de bir koyun
Beslesem elimde
Tuz ile seni
Hâlâ adını dilinden düşüremediği sevdiği ırgat olarak gittiği Bafra'da
tarım sezonu sona erince beraberce kaçtığı kişi ile birlikte köye geri
dönmüş , aynı köyde yaşamaya başlamıştır.
Veysel utancından insan içine çıkmaz olur. Eşini başkasıyla görmeye daha
fazla tahammül edemez ve köyü terkeder. Tekrar köyüne dönmesi hem uzun
zaman sonra hem de köylünün büyük ısrarıyla olacaktır.
Veysel der
İsmini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
diye özetler bu durumu Veysel. hem kendisini hem küçük yavrusunu terkedip
giden bir de nispet yaparcasına yeni eşiyle aynı köye dönen sevdiği
kabahatlerin en büyüğünü işlemiştir. Ama Veysel böyle düşünmemektedir.
Durumuna içerlemekte fakat kabahati sevdiğinde değil , kendisinin "görme
kusuru"nda bulmaktadır. Eğer görebiliyor olsa sevdiğini yitirmeyeceğine ;
yitirse bile tekrar bulacağına inanmaktadır. Ve çaresizliği feryâd olur
inletir dağı taşı :
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görseydim göz ile seni
*Sen Bir Ceylan Olsan*
Sen bir ceylan olsan ben de avcı
Avlasam çöllerde saz ile seni
Bulunmaz dermanı yoktur ilacı
Vursam yaralasam söz ile seni.
Kurulma sevdiğim gözelim deyin
Bağlanma karayı alları geyin
Ben bir çoban olsam sen de bir koyun
Beslesem elimde tuz ile seni.
Koyun olsan atlatırdım yaylada
Tellerini yoldurmazdım hoyrada
Balık olsan takla dönsen deryada
Düşersem toruma hız ile seni.
Veysel der ismini koymam dilimden
Ayrı düştüm vatanımdan ilimden
Kuş olsan da kurtulmazdın elimden
Eğer görsem idi göz ile seni
Sevgiyle
____________________
İnsan sevincin ürünüdür. Kötülüklerin, karamsarlıkların ürünü olamazki...
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.