Bence68
Site kurucusu
Müzik Hayatı
Mukim Tahir Urfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü ses sanatkarlarından
biridir. Aynı zamanda bestekardır. İçli, yanık ve pürüzsüz, gür ve tok bir
sese sahiptir. Sesinin gücü ve gırtlak nağmeleri dinleyenleri
etkilemektedir. Eserleri çok ustaca okur. Kendine has okuma tavrı ile bir
ekoldür. Çok iyi bir taklit yeteneği ve üstün vasıfları olan usta bir
sanatçıdır.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Mukim Tahir’le takım kuran ve onunla yıllarca müzik meclislerine
katılan Tenekeci Mahmut Güzelgöz, Mukim Tahir'in müzik hayatı ile şu
bilgileri vermektedir: “Mukim Tahir küçük yaşlarda müziğe merak
sardı, babasının varlıklı olmasından dolayı bir çok hocadan ders aldı. Kör
Ahmet Hafız, Kirişçi Halil, Cürre Mehmet ders aldığı hocalardan birkaçıdır.
Bu hocalardan en çok Cürre Mehmet’ ten faydalanmıştır. Delikanlılık
çağında sesinin çok güzel ve mahalli ağzı çok iyi kullandığından dolayı
kısa zamanda büyük isim yaptı. Dağ yatıları ve sıra gecelerinde usta-çırak
geleneği içinde Urfa makam geleneğini öğrenmiştir. Zamanının en iyi
gazelhanı oldu. Ayrıca iyi bir hanende idi. On beş kişi şarkı söylese sanki
kendisi yalnız okuyormuş havası olurdu, bütün sesleri idare ederdi.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Mukim Tahir, dönemin meşhur okuyucuları Damburacı Derviş, Hacı Nuri Hafız,
Kel Hamza, Bekçi Bakır, Topal Abe, Marangoz Mehmet, Kanuni Ayıbo, Kurrik
Mahey, Vaveyli Mustafa Çavuş gibi ustalarla birçok müzik meclislerinde
bulunmuştur.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Eskiden Urfa müzik meclislerinde, çoğu zaman akşamdan oturulup sabah
ezanına kadar musiki icra edilirdi. Bu müzik meclislerinde, Halk müziği,
Sanat müziği gibi bir ayrım yapılmadan şarkı, türkü, ilahi, gazel,
hoyratlar “geleneksel makam seyri” içinde icra edilirdi. Mukim
Tahir bulunduğu bu müzik meclislerinde fasılı idare eder, sabahlara kadar
okurdu. Hafızası çok kuvvetli olup şarkı, türkü ve gazel repertuvarı çok
genişti. Meclislerde okunan yahut herhangi bir yerden duyduğu bir şarkı
veya türküyü hiç unutmazdı . Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Farsça eserler
okurdu, müzik dağarcığı geniş olduğundan okudukça coşardı. Çok mükemmel bir
musiki kulağı vardı.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Sesinin güzelliğinin ünü yurdun bir çok yöresinden de duyulmuştu. 1940
yılında kanuni Arteki Candan İstanbul’dan Urfa’ya geldi bir
müzik aleminde bizleri dinledi , Mukim Tahir’le beni çok beğendi ve
plak doldurmak için bizi İstanbul’a davet etti, Tahir de o ara sazda
darbuka çalıp türkü söylüyordu. Mukim Tahir’in sefalet yıllarıydı.
Mukim Tahir, İstanbul’a giderek ilk plağını Sahibinin Sesi
Plak’a yaptı. Plakın bir yüzüne şehnaz makamında Hüsnün senin
gazelini diğer yüzüne de Elleri pambuh türküsünü okudu. Bu plakın
yapımcıları çok beğendiklerinden iki plak daha yaptılar. Bu plaklara ise
Ayağında kundura, Kapıyı çalan kimdir, Kırmızı kurdela türküleri ile Yaram
sızlar hoyratını okudu.
---------------------------------------------------------------------------
-----
1938 yılında Urfa Türkülerini derlemeye gelen Muzaffer Sarısözen grubundaki
heyet Mukim Tahir başta olmak üzere birçok Urfalı’dan türküler
derlemiştir. Çarşıda nişe, Havayi deli gönül, Abdonun mezarını, Bu pınar
eşme pınar ezgileri Mukim Tahir’den derlenen ve kayda alınan
eserlerdir.
---------------------------------------------------------------------------
-----
1943 yılında Ankara Radyosu’ndaki konserinden ve ayrıca hususi
gecelerde verdiği konserden sonra gazeteler kendisinden sitayişle
bahsetmişlerdir.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Ankara’daki bir Urfa gecesinin ardından; uzun boylu, iri yarı ve çok
yakışıklı olan Mukim Tahir’i anlatan gazete "Mukim Tahir, Birinci
Cihan Harbi’nde Çanakkale ve Galiçya’da gördüğümüz Urfalı amca
ve dayıların ta kendisi idi" diyerek bahsetmiştir. Sanat derecesi için ise
şu cümleleri kullanmıştır." Birçok konserler gördük, orkestra şefleri
topluluğu ellerinde tempo değnekleriyle idare ederlerken, Mukim Tahir on
sekiz kişilik saz heyetini, başını öne eğmesiyle konsere Urfa Divan
Peşrevi’yle başlanmış, saatlerce devam eden ve makamdan makama geçen
Urfa türkülerini icra ettirmiş ve yine başının arkaya gitmesiyle hatasız
olarak fasılı sona erdirmiştir."
---------------------------------------------------------------------------
-----
Günümüzün birçok sanatkârı Mukim Tahir’in eserlerini okumuşlardır.
Bunlardan Zeki Müren, Bülent Ersoy ve İbrahim Tatlıses gibi sanatkârları
sayabiliriz. İbrahim Tatlıses'in meşhur olmasına Mukim Tahir'in "Ayağında
kundura" isimli türküsü vesile olmuştur.
---------------------------------------------------------------------------
-----
Hakikaten eserleriyle, bağlama çalmasıyla, sesiyle ve okuma tavrıyla bir
ekol Mukim Tahir'e sahip çıkılmamış değerlendirilememiştir. Memleketine
ölümsüz eserler bırakan büyük bir sanatçının yoksullukla kıvranmasına
seyirci kalınmıştır. Bu nedenle Mukim Tahir Urfa’ya kırılmış, küsmüş,
bir daha dönmemek üzere Urfa’dan ayrılmış ve gerçekten de bir daha
dönmemiştir. Mezarının bulunmamasındaki sebep de, belki, hâlâ Urfa’ya
dönmek istememesidir, kim bilir… Geçmişte sahip çıkılmamış. Bugün
memleketimizin medarı iftiharı olan usta sanatçılarımıza sahip çıkılıyor mu
? Bunun cevabı da maalesef "hayır" dır.
Müzik tarihimizde Mukim Tahir bir iz bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Nur
içinde yatsın.
____________________
İnsan sevincin ürünüdür. Kötülüklerin, karamsarlıkların ürünü olamazki...
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.