Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına
okunacak biri olsaydı eğer...
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer...
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı
eğer Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden
soyunabilseydi eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri
ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu
ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar
yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer Düşlere bile kar yağmazdı
hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek
olan gelecekse sonunda eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım... Yalnız
kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...