Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Çarşamba, 07. Mayıs 2025 01:00   User Online: 101 

Üye bilginiz

Üye merkeziniz

Özel Messajiniz

Ziyaretçi defteriniz

Üye lerimiz

Forumda çikiş

Forumlar

Genel

Kültür

Atatürk

Türkiye

Bilgilendirme

Spor

Site ve Radyo

Arsiv II Genel

Arsiv Kultur

Resim
Sevimli 8HayalSevimli 12Bebek -9Bebek -6Sevimli 4Cicek -5KaranfilBebek -7Tabiat 3Dostluk Resimi 3KardelenFantazi Resim 8Sen Ben.Fantazi Resim 5SevimliCrested-PigeonFantazi Resim 7Sevimli 2Manzara -14

Portal Menüsü
Bilgiller
Bilgi ekle
Ekart
Pano
Haberler
Takvim
Resimler
Şiir
Fikra
Bizi tavsiye et
Site Anket
Site kural Impressum
Download tavsiyeler
 Link Tavsiyeler
Bize ulaşım

Dostsesi.Com Kültür Forum Sisteme girmen gerek

En son aktif olan: 6/5/2025 Saat 22:00

Aşağı git
« Ön  Diğer »
küçükten büyüğe do;ğru sırala büyükten küçüğe doğru sırala      print
Konuyu açan: Konu: Mehmet Akif Ersoy-Hayati
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:30  
1873'te İstanbul’da doğdu. 27 Aralık 1936’da İstanbul’da yaşamını yitirdi. 4 yaşında Fatih'te Emir Buhari Mahalle Mektebi'nde başladığı eğitimini Fatih Merkez Rüştiyesi'nde sürdürdü. Ardından Mülkiye Mektebi'nin idadi (lise) bölümünü bitirdi. Babasından Arapça öğrendi. Fatih Camii’nde İran edebiyatı okutan Esad Dede’nin derslerini izledi. Farsça ve Fransızca öğrendi. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine Mülkiye'nin yüksek kısmından ayrılmak zorunda kaldı.

1889’da girdiği Halkalı Mülkiye Baytar Mektebi’ni 1893’te birincilikle bitirdi. Ziraat ve Ticaret Nezareti'nde veteriner olarak çalışmaya başladı. Rumeli, Arnavutluk ve Arabistan'da dolaştı. Geniş halk kesimleriyle, köylülerle yakın ilişkiler kurdu. Halkalı Ziraat Mektebi ve 1907’de Çiftçilik Makinist Mektebi’nde ders verdi. 1908’de Dârülfünûn Edebiyat-ı Umûmiye müderrisliğine atandı. Umur-ı Baytariye Müdür Muavini görevine getirildi. Kısa süre sonra bu görevden ayrılıp yalnızca Halkalı Mülkiye Baytar Mektebi'nde ders vermeyi sürdürdü.

İstiklal Marşı
1913'te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. 1'inci Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya'daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Daha sonra Arabistan ve Lübnan'a gitti. Batı uygarlığının koşullarına ve Doğu-Batı çelişkisine tanık oldu. İstanbul'a dönüşünde Dâr-ül-Hikmet-i İslâmiye adlı kuruluşun başkâtipliğine atandı. İzmir'in işgalinden sonra Anadolu'da başlayan kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir’de yaptığı konuşma, İstanbul hükümetini endişelendirdi, görevinden alındı.

Ama o mücadalesini sürdürdü. Camilerde yaptığı konuşmaların metinleri çoğaltılarak bütün yurda dağıtıldı. Ankara hükümetinin kurulması üzerine Burdur mebusu olarak Büyük Millet Meclisi'ne girdi. O sırada İstiklal Marşı için açılan yarışmaya katılan 724 eserin hiçbiri beğenilmemişti. Maarif vekilinin isteği üzerine 1921'de "İstiklal Marşı"nı yazdı. Metin, 12 Mart 1921'de Büyük Millet Meclis'nde kabul edildi. Mehmet Akif, ödül olarak kendisine verilen 500 lirayı Türk Ordusu'na armağan etti.

Mısır dersleri
Sakarya Zaferi'nden sonra İstanbul'a geldi. Milli Mücadele'nin yarattığı koşullarla çelişkiye düştü. 1923'te Mısır'a gitti. Birkaç yıl kışları Mısır'da yazları İstanbul'da geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin "laik" olması ilkesi kabul edilince tümüyle Mısır'a yerleşti. 1936'ya kadar Mısır'da Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi. Bir yandan da Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesine çalışıyordu. Siroz hastalığına yakalandı. Hava değişimi için 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti. Aynı yıl ülkesinde ölme isteğiyle Türkiye'ye döndü. 27 Aralık 1936'da hastalığın pençesinden kurtulamadı ve yaşamını yitirdi.

Edebiyatla ilgisi baytar mektebindeki öğrenciliği sırasında başladı. İlk şiiri "Kur'an'a Hitab" 1895'te "Mektep" adlı dergide yayınlandı. Ardından "Resimli Gazete"de şiirleri çıktı. O dönemde yazdığı ahlak, din, bilgelik temalarını işleyen didaktik şiirlerini temel eseri "Safahat"a almadı. Öğretmeni İsmail Safa'nın etkisini taşıyan mesnevileri, edebiyat çevrelerinin ilgisini çekti. 2'nci Meşrutiyet'in ilanından sonra daha önce yazıp ortaya çıkarmadığı yazıları yayınlanmaya başladı. 1908-1910 arasında Sırat'ı Müstakim (sonradan Sebilü'r Reşad adını aldı) dergisinde yazdı. En ünlü şiirleri "Küfe" ve "Seyfi Baba" bu dönemde yayınlandı.

Safahat
Temel eseri "Safahat" 7 kitaptan oluşur. Birinci kitap olan 1911 tarihli "Safahat"ta, Osmanlı toplumunun meşrutiyet yıllarındaki durumu anlatılır. "Süleymaniye Kürsüsünde" isimli 1912 tarihli ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarının halkla ilişkisi dile getirilir. 1913 tarihli "Hakkın Sesleri" adlı bölümde, eski dinsel-didaktik Türk yapıtlarında olduğu gibi her şiirin başında bir ayet yer alır. Bu ayetler günün siyasal ve toplumsal olaylarının yorumuna ışık tutar. 1914 tarihli ve "Fatih Kürsüsünde" adlı dördüncü bölümde, yeni kuşaklara çalışma ve mücadele ruhu kazandırmak isteyen düşünceler yer alır. 1917 tarihli "Hatıralar" bölümünde 1'inci Dünya Savaşı sırasında yazılmış şiirler bulunur. Her birinin başına bir hadis konular bu şiirlerde "İslam Birliği" ülküsü vurgulanır. 1924 tarihli "Asım" ismindeki 6'ncı bölümde 1'inci Dünya Savaşı günlerinden tablolar çizilir. 1933 tarihli 7'nci bölüm olan "Gölgeler"de dinsel konulu şiirler ve dörtlükler yer alır.

Şiiri
Mehmet Akif'in şiiri anlatıya ve öğüde dayanır. Ama din yönünden ulaştığı başarı, öğüt ve anlatıyı donukluktan kurtarır. Zaman zaman didaktizmin sakıncalarını hafifleten bir mizah ön plana çıkar. Zaman zaman da coşku ve içtenlik gibi öğeler şiiri söylev parçası olmaktan kurtarır. "Sanat sanat içindir" tezine her zaman karşı çıktı. Ona göre şiir, "libas hizmetini, gıda vazifesini görmelidir. Gerçeği her an ve bütün çıplaklığıyla yakalamalıdır." İstanbul halkının konuşma dili kadar Osmanlıcayı da çok iyi bildiği için aruz veznini ustalıkla kullanır. Türkçülük hareketine ve Milli edebiyat akımına karşı çıkar. Kurtuluşu Batılılaşma'da gören Tevfik Fikret ile catışır. İslam Birliği'ni savunurken, İslam dünyasındaki durağanlığı da sert dille eleştirir. Savaş, bunalım ve yokluk yıllarının yoksul insanları Türk edebiyatında gerçek yüzleri ve sorunlarıyla ilk kez onun şiirlerinde ele alınır.


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster
Ziyaretçi

Ziyaretçi
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 15:00  
Rojin tarafından yazılmışır.

Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:32

Ahiret Yolu
(Mehmet Akif Ersoy)

sokakta sade bir 'amin! ' sadasıdır gidiyor:
mahalle halkı birikmiş, imam dua ediyor.
basık bir ev; kapının iç yanında bir tabut,
başında çınlayan avazı dinliyor, mebhut;
denildi: 'fatiha! '; amini kestiler bu sefer,
göğüsler inledi, derken, açık duran eller,
hazin alınları bir kerre okşayıp indi;
deminki zemzemeler bir zaman için dindi.
duyuldu sonra imamın nida-yı mağmumu,
diyordu:
- söyleyin allah için şu merhumu,
nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?
- iyi biliriz!
-yarın huzur-i ilahide toplanıp hepiniz,
bu yolda hüsn-i şehadet edersiniz ya?
- evet!
- imam efendi, helallık da iste, merhamet et...
- helal edin hadi öyleyse şimdi hakkınızı.
- helal edin hadi bekletmeyin adamcağızı!

cemaatin yüreğinden kopup 'helal olsun! '
nida-yı saffeti, birden cenaze, ah-ı derun,
misali uğradı evden; fezada yükseldi
içerde başladı bir cuş-i nevhadır şimdi;
baş örtüsüyle kadınlargözüktü pencereden:
-bıraktın öyle mi, en sonra kardeşim, bizi sen!
-yıkıldı dostlar evim, barkım... ah gitti kocam! ..
-dayım melek gibi insandı; ben nasıl yanmam!
-tamam otuz senedir komşuyuz da bir kerre,
kızıp da 'ey! ' demiş insan değildi, hemşire!
-zavallı remziye! boynun büküldü evladım...
-babam ne oldu?
-baban... öldü.
-etme ayşe hanım,
bu söylenir mi ya? hicran olur zavallı kıza...
ayol, şu öksüzü bir parçacık avutsanıza...
açın da cumbayı etrafa baksın ağlamasın...

göründü cumbada baktım ki tombalak, sanşın,
sevimli bir küçücek kız... beiinde ancak var.
donuk yanakları üstünde parlayan yaşlar,
zavallının eriyen ruh-i bi-günahı idi.
benim o mersiye yadımda ağlıyor ebedi.
sefine pare ki sırtında mevc-i bi-hissin,
yüzer... önünde ademden nişane bir engin,
çeker durur onu sahil-cüda açıklarına;
bakar mı bir taşın üstünde durmuş ağlıyana?
cenaze duş-i cemaatte çalkalandıkça,
o tahta pareye benzerdi, düşmüş emvaca.
nasıl duyar ki uzaklarda inleyen kadını?
nasıl görür ki yetimin huruş eden yaşını?
bu hay ü huy-i kıyamet-nümun içinde söner,
samim-i hilkati suzan eden enin-i beşer.

değilmiş öyle geniş nalenin hududu meğer:
sokak bitip dönülürken kesildi matemler.
o tahta pare-i camid, o iğbirar-ı samut,
güzer-gehindeki eşbahı bir mehib sükut
içinde haşr ederek dalgalarla seyrediyor;
zemine bakmıyor artık sema deyip gidiyor.
bu mahmilin neye sık sık değişsin efradı?
suali fikre büyük bir hakikat anlattı:
evet beka ezecek cism-i zar-ı faniyi,
vücud çekmiyecek ömr-i cavidaniyi,
bu bar-ı müdhişin altında titreyip dizler,
dayanmıyor üç adımdan ziyade duş-i beşer!
ağır ağırgidiyorken cenaze kafilesi,
nihayet oldu musalla birinci merhalesi.
çıkınca üstüne son minberin hatib-i memat,
açıldı dide-i im'ana perde perde hayat.
*******
senin en son seririndir şu bi perva uzanmış taş;
ki nermin hab-gahından çıkar, bir gün vurursun baş!
elinden yok halas imkanı, madame'l-hayat uğraş...
o, mutlak sedd-i rahındır, aşılmaz.. muktedirsen aş! '

musalla: müncemid bir mevcidir eşk-i yetimanın;
musalla: ahıdır, berceste, matem-zar-ı dünyanın;
musalla: minber-i tebliğidir dünyada, ukbanın;
musalla-: ders-i ibrettir durur pişinde, irfanın.

bu minberden iner nasuta en müdhiş hakikatler,
bu yerden yükselir lahuta en halis kana'atler.
civarından geçer zulmette bi payan hayaletler:
kefen-ber-duş geçmişler, kalan üryan sefaletler!

babam, kardeşlerim, evladım, annem... belki bunlardan
muazzez bildiğim kıymetli birçok yar-ı can el'an
bu taşan atfeder zanneylerim dünyaya son im'an...
benim ruhum bu heykelden duyar hamuş bin efgan!
serir-i saltanatlar devrilir, alt üst olur dünya;
müşeyyed bürc ü barülar düşer bir bir, bu taş hala,
zamanın dest-i tahribiyle, durmuş, eyler istihza;
bütün mevcuda hakim bir adem timsalidir guya.

namaz kılındı; dua bitti. karban, yoluna
düzüldü taht-ı mematın girip birer koluna.
yarım saat henüz olmuşu. yolcular durdu;
demek ki; komşusu dünyanın ahiret yurdu.
cenaze indi omuzdan yavaş yavaş, sonra,
sokuldu servilerin ortasında bir çukura,
atıldı üstüne üç beş kürek kemikli çamur
kabardı toprağın altında bir an, bir ur!
evet, çıban, ki yatan duymuyorsa dehşetini,
dönün de arkadakinden sorun feca'atiniÃ?·
sükun içinde uyurken şu bir yığın toprak
ilel'ebed o küçük ruh çırpınıp duracak! ...


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .


Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:32

Bir Gece
(Mehmet Akif Ersoy)

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi
Kumdan ayınon dördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi
Nerden görecekler göremezlerdi tabi
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
Bir kere de ma'mure-i dünya ozamanlar
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi
Sırtlanları geçmişi beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
Fevza bütün afakını sarmışı zeminin
Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi

Derken büyüyüp kırkına gelmişi ki öksüz
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum
Bir hamlede kayserleri kisraları serdi
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi
Zulmün ki, z******* akılına gelmezdi, geberdi
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun O'na cemiyeti medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 1

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:33

Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
(Mehmet Akif Ersoy)

Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,

Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?

Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan islam'ı,

Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir...

Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!

Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.

Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.

Diye dursun atalar: 'Kal'a içinden alınır.'
Yok ki hiç bir kişiden... Millet-i merhume sağır!

Bir değil mahvedilen devlet-i islamiyye...
Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.

Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.

işe Fas, işe Tunus, işe Cezayir, gitti!
işe Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 2

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:34

Canan Yurdu
(Mehmet Akif Ersoy)

Eyvah! sevgilininyurdu ıssız kalmış
Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş
İçindeki ahenk uçmuş da
Ses seda kalmamış yuvada
Yer yer gömülü durur emeller
Sanki kıyamet gününü beklerler...
Ya rab! niye böyle bir yığın toprak
Olmuş yatıyor o temiz saha?
Ya rab! niçin o parıltı ortada yok?
Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge?
Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine
Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne?


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 3

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:35

Durmayalım
(Mehmet Akif Ersoy)

Sa'di diyor ki: 'Bir gece biz kervan ile
Ağır ağır gitmekte iken yolumuz düşü bir çöle.
Hızla geçmek için o korkutucu ıssız çölü,
Bütün yolcular istirahati feda ederek,
Gitmektelerdi.Bir aralık bende yürümeye güç
Hiç kalmamış ki düşmüşüm artık uykuya yenik.
Avare bir yolcuyu bekler mi kafile?
Çaresiz yola devam edecek varıncaya dek konak yerine.
Bir de uyandım ki başucuma dikilmiş bir deveci şunları
söylemekte:
'Kalk ey zavallı yolcu, uzaklaşı kervan!
Uykum benim de yok değil ama bu çöl,
İstirahat yeri olurmu ki bin türlü korku var?
Varmak istediği yere varıp durmayıp giden;
Yoktur kurtuluş ümidi bu çöller geçilmeden.
Yazık ki yolda böyle düşen uyku derdine,
Hep yolcular gider de kalır kendi kendine! '

Gerçi olayın kendisi önemsizdir, bunda haklısın, ancak düşün:
İnsaflı ol, bundan başka hikmet dolu bir prensip varmı bugün?
Varmak istersen -diyor Sa'di eğer maksada,
Tuttuğun yollar hiç bitmeyecek gibi olsada;
Yola devam et, durmayıp git, yolda kalmaktan sakın!
Azim sahibi insan için neymiş uzak, neymiş yakın?
Hangi güçlüktür ki gayrete gelince kolaylaşmasın?
Hangi korkunç şey varki insandan korkmasın


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 4

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:36

Neredesin?
(Mehmet Akif Ersoy)

La-mekanlarda mısın, nerdesin, ey gaib ilah?
Dönerim enfüsü, afakı ezelden beridir.
Serpilip kubbene donmuş, o ışık damlaları,
Seni, yer yer arayan yaşlarımın izleridir.


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 5

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:36

Oğlum Bu Temenni Neye Benzer, Bana bak.
(Mehmet Akif Ersoy)

Oğlum ,bu temenni neye benzer, bana bak:
Eşeklerin canı yükten yanar,aman derler,
Nedir bu çektiğimizderd,çifte çifte semer!
Biriyle uğraşırken gelip çatar öbürü;
Gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.

Semerci usta geberseydi...değmeyin keyfe!
Evet,gebermelidir inkisar edin herife.
Zavallı usta göçer bir gün akibet, ancak,
Makaami öyle uzun boylu nerede boş kalacak?
Çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye;
Takım biçer durur artık gelen giden eşeğe.
Adam meğer acemiymiş, semerse haylı hüner;
Sırayla baytarı boylar zavallı merkepler.
Bütün o beller ,omuzlar çürür çürür oyulur;
Sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
''Giden semerciyi ,derler, bulurmuyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil , basbayağı muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktıyla bilemedik ,tuhaf iş:
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!''
Nasihatim sana:''herzeyle işigali bırak!
Adamlığın yolu neredeyse, bul da girmeye bak!
Adam mısın: ebediyyen cihanda hürsün gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere.


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 6

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:37

Tek Hakikat
(Mehmet Akif Ersoy)

Tek hakikat var, evet, bellediğim dünyadan,
Elli, altmış sene gezdimse de, şaşkın şaşkın:
Hepimiz kendimizin, bağrı yanık, aşıkıyız;
Sade, i'lanı çekilmez bu acaib aşkın!


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 7

Rojin
Site kurucusu



Cevaplar: 503
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet:
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 13:38

Uyan
(Mehmet Akif Ersoy)

Baksana kim boynu bükük ağlayan.
Hakkı hayatındır senin ey müslüman,
Kurtar artık o biçareyi Allah için.
Artık ölüm uykularından uyan.

Bunca zamandır uyudun kanmadın,
Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu başan başa.
Sen yine bir kerre kımıldanmadın.

Ninni değil dinlediğin velvele,
Kükreyerek akmada müstakbele.
Bir ebedi sel ki zamandır adı,
Haydi katıl sen de o coşkun sele.

Karşı durulmaz cereyan sine-çak...
Varsa duranlar olur elbet helak.
Dalgaların anmadan seyrini,
Göz göre girdaba nedir inhimak?

Dehşeti maziyi getir yadına;
Kimse yetişmez yarın imdadına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evladına?

Ben onu dünyaya getirdim diye
Kalkışacaksın demek öldürmeye!
Sevk ediyormuş meğer insanları,
Hakkı-ı übüvvet de bu caniliğe!

Doğru mudur ye’s ile olmak tebah?
Yok mu gelip gayrete bir intibah?
Beklediğin subh-i kıyamet midir?
Gün batıyor sen arıyorsun tebah.!

Gözleri maziye bakan milletin,
Ömrü temadisi olur nakbetin.
Karşına müstakbeli dikmiş Hüda,
Görmeye lakin daha yok niyyetin.

Ey koca şark! Ey ebedi meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyet et.
Korkuyorum, Garbın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel’anet.

Hakk-ı hayatın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
Çünkü bugün ortada hak sahibi,
Bir kişidir: 'Hakkımı vermem' diyen


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
Cevap 1
« Ön  Diğer »        print
Yukarı git


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

Giriş

Kullanıcı Adı:

Şifre:

Sprache
Arabirim Dilini Seçin:

Almanca Fransızca Türkçe İngilizce
Son 5 Bilgi
Happy Birthday


Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok!
Etkinlik Takvimi
Mayıs 2025
  1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31  

Fuarlar
Toplantilar
Konserler
Festivaller
Kültür Sanat
Anma Günleri
Dogum günü
Dini Bayramlar
Özel Günler
Resmi Bayramlar
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Puanlar
  2. asliyok: 4 432 Puanlar
  3. HarmanYeli: 4 396 Puanlar
  4. KizilZora: 2 048 Puanlar
  5. life23: 1 675 Puanlar
  6. gokkiz: 1 657 Puanlar
  7. BirNefes: 1 048 Puanlar
  8. Erasmus: 984 Puanlar
  9. -Pozan-: 785 Puanlar
  10. Siyahinci: 623 Puanlar
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(8316 okuma)
Hatırlarmısın .!
(11430 okuma)
Mektup......
(12257 okuma)
ANADOLU GARIBI
(12236 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11960 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(12220 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(12404 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 1 020 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Bu sitedeki tüm logo ve markalar sahiplerinin malıdır. Diğer detayları Künye bölümünde bulabilirsiniz .

Haberlerimizi RSS kullanarak yayınlayabilirsiniz.

Bu site pragmaMx 0.1.11 tabanlıdır.

Yorumlar yazarların sorumluluğu altındadır,
geri kalan her şey © 2004 - 2025 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft