Bugün için köy-kasaba-kent üçgeninde sıkışmış, kimlik arayışında olan
aşıklar sosyal, siyasal ve ticari oluşumlara karşı bir direniş içinde
olamıyorlar. Çoğu köylü olan günümüz aşıklarının büyük bir bölümü kentlerde
yaşıyor. Bu nedenle üretim tarzlarından, bunları tüketiş biçimlerine kadar
hızlı bir değişim geçiriyorlar. Yakın geçmişten beri bu durumda olan
aşıklardan Mahzuni Şerif, Nesimi Çimen, Davut Sulari, Muhlis Akarsu, Aşık
Emrah bunlardan yanlızca birkaçıdır. 1960'lı yılların sonlarından itibaren
daha geniş kitlelere seslenmek üzere çaba sarfeden aşıklar yoğun bir
biçimde plak piyasasına girdiler. Söylediği deyişlerle ve yumuşak ses
karakterleriyle hemen dikkat çeken bu aşıklardan biri Muhlis
Akarsu'ydu...
Muhlis Akarsu, 1948 yılında Sivas'ın Kangal ilçesi Minarekaya köyünde
doğdu. Küçük yaşlardan itibaren katıldığı muhabbetlerde ve cemlerde
Alevi-Bektaşi kültürünü öğrendi;saz çalıp türkü söylemeye başladı. Kısa
zamanda sesinin güzelliği ile fark edildi. Gençlik yıllarında geldiği
İstanbul'da Mahzuni Şerif'in, Davut Sulari'nin deyişleriyle tanıştı. İlk
söylediği deyişlerde gerek saz çalış gerekse okuyuş itibarıyla Davut
Sulari'nin etkisi görülür. Davut Sulari'nin kendine özgü bol hançere
hareketlerini içeren tavrından uzun süre kurtulamayan Akarsu, kendi
deyişlerinde de bu tavrı-kısa bir süre de olsa- denemiştir. Daha sonraları
deyişlerinde ve deyiş söyleme tavrında Sulari'nin etkisinden kurtulduğu
görülür. 1970'lerden itibaren dönemin etkili aşığı Mahzuni Şerif'in izleri
belirir Akasu'da...Uzunca bir süre Mahzuni'nin deyişlerini çalar, okur. Bu
arada Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmaz. Pir Sultan, Kul Himmet
gibi büyük ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan
seslendirir.
1980'li yıllarda ise Akarsu, artık kendi kimliğini bulur. O güne kadar
usta malı deyişlerle kendini gösteren Akarsu, 80'lerin başından itibaren
deyişlerindeki anlatımı güçlü, bağlamasına hakim ve sesini deyiş tavrında
kullanabilen bir sanatçı görünümündedir. Bu yıllar adeta parladığı
yıllardır Akarsu'nun... "Muhabbet" serisinin her yapıtında yer alır.
Eserleri çeşitli türlerde şarkı söyleyen sanatçılar tarafından okunur.
Ancak sanatının en verimli ve olgun döneminde yaşama veda eder (2 Temmuz
1993, Sivas Madımak Oteli yangını) Ardında ise milyonlarca seveni ile
birlikte 100'den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar, 20 kaset ve yüzlerce
deyiş bırakır.
Muhlis Akarsu'nun yapıtlarına şöyle bir bakıldığında, tümünün lirik bir
ifadeyle yapıldığı ve söylendiği hemen fark edilir. Repertuarının büyük bir
bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Akarsu'nun yar
üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü
yüzlerce deyişi vardır. Deyişlerinde toplumsal konulara da kayıtsız
kalmaz;ancak bu, sevgi üzerine söylediği deyişler kadar çok öne çıkmaz.
Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür.
Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis
Akarsu'nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan etkisindeki tavrını her zaman
hissetmek mümkündür. Muhlis Akarsu'nun eserlerini dinledikçe gerçekten de
akarsu gibi çağlayan sesini hissedecek ve onu sevgiyle anacağız. Ruhu şad
olsun.
Melih Duygulu
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.