Aşık İhsani 21 Nisan 2009 tarihinde aramızdan ayrıldı...
1930 yılında Diyarbakır'da doğdu. Azerbaycan kökenli bir aileye mensuptur.
Asıl adı İhsan Sırlıoğlu'dur. İki yaşında babası Filit'i yitirdi. Anası onu
bin bir sıkıntıyla büyüttü. Biraz boy atınca anasıyla tezek topladı. Kaz
çobanlığı yaptı. Bir şeyhin müridi oldu. Gitmediği yer, girmediği iş
kalmadı. Doğuda, toprak, Güneyde pamuk, Ege de yapı, Trakya da maden
işçiliği yaptı. Askerliğini Erzurum da yaptı. 1957'de Uşak Şeker
Fabrikasına girdi. Orada Güllü şah (Sevim) ile tanıştı. Aşık Güllüşah'la
uzun bir aşıklık dönemi sonunda evlendi. Garip ve Elif adında iki çocukları
oldu. Anadolu'yu kent kent, kasaba kasaba dolaştılar. Hatta köylere bile
gittiler. Birlikte bir çok türküler, ezgiler söylediler. Halk şiirini
yaydılar, sevdirdiler, yaşattılar. Sesiyle, sözüyle, sazıyla durmadan
yılmadan politika yaptı, şenliklere katıldı.
Toplumun çeşitli sorunlarıyla toplumsal ve ekonomik konularla ilgili birçok
şiirler yazdılar.
Bazı şiirlerinde suç öğeleri görülerek hakkında cezai soruşturmalar
yapıldı. Birkaç kez tutuklandı. Siyasetle uğraştı. Sonradan kapatılan
Türkiye İşçi Partisine girdi, faal olarak çalıştı. Şiirlerini Ağalı Dünya,
Yazacağım, Bakalım Hele isimli kitaplarda toplayarak yayınladı. Halk şiiri
geleneğiyle toplumcu görüşü birleştirdi. Kendine özgü vurucu bir deyişi gür
bir sesi vardır. Gözü peklikle konulara girer. Etkileyicidir. Doyurucu bir
mantıkla konuları işler.
Aşık İhsani 21 Nisan 2009 tarihinde aramızdan ayrıldı...
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.