Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Çarşamba, 07. Mayıs 2025 17:12   User Online: 79 

Üye bilginiz

Üye merkeziniz

Özel Messajiniz

Ziyaretçi defteriniz

Üye lerimiz

Forumda çikiş

Forumlar

Genel

Kültür

Atatürk

Türkiye

Bilgilendirme

Spor

Site ve Radyo

Arsiv II Genel

Arsiv Kultur

Resim
Bebek -10GaillardiaDostluk Resimi 5Sevimli 18SelaleCamguzeliSevimli 16Cok YorulmusDostluk Resimi 7KirmizigulAtatuerk.jpgIrmakManzara -10Tabiat 9Beyaz AmberYaseminSevimli4Sevimli 20Bebek -8Laleler

Portal Menüsü
Bilgiller
Bilgi ekle
Ekart
Pano
Haberler
Takvim
Resimler
Şiir
Fikra
Bizi tavsiye et
Site Anket
Site kural Impressum
Download tavsiyeler
 Link Tavsiyeler
Bize ulaşım

Dostsesi.Com Kültür Forum Sisteme girmen gerek

En son aktif olan: 7/5/2025 Saat 14:12

Aşağı git
« Ön  Diğer »
küçükten büyüğe do;ğru sırala büyükten küçüğe doğru sırala      print
Konuyu açan: Konu: Yusuf Hayaloglu Siirleri
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
smilies/ros.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:23  
ADI BAHTİYAR



Geçiyor önümden sirenler içinde

Ah eller üstünde çiçekler içinde

Dudağında yarım bir sevda hüznü

Aslan gibi göğsü türküler içinde



Rastlardım avluda hep volta atarken

Sigara içerken yahut coplanırken

Kimseyle konuşmaz dağ gibi titrerdi

Çocukça sevdiği çiçeği sularken



Diyarbakırlıymış adı bahtiyar

Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar

Geçiyor önümden gülyüzlü bahtiyar

Yaralıyım yerde kalan sazı kadar



Beni tez saldılar o kaldı içerde

Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde

Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler

Mavi gökyüzünü ona dar etmişler



Gazete çıktı üç satır yazıyla

Uzamış sakalı çatlamış sazıyla

Birileri ona ölmedin diyordu

Ölüm bir yanında hüzünle gülüyordu


[tarihinde düzeltildi 28/6/2010 Saat 13:22 Yazar Rojin]



____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:23  
AH ULAN RIZA



Neden hala gelmedi, yoksa

Saati mi şaşırdı bu hıyar?

Gerçi hiç saati olmadı ama

En azından birine sorar.



Cebimde bir lira desen yok,

Madara olduk meyhaneye!

Ah eşşek kafam benim,

Nasıl da güvendim bu hergeleye!



Gelse, balığa çıkacaktık,

Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.

Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp

Enteresan hayallere dalacaktık.



Bu sandalı geçen hafta denk getirip

Çalıntıdan düşürdük.

Arkadaşlar ısrar etti,

Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.



Saat sekizde gelecekti,

Bana birkaç milyon borç verecekti.

Yoksa o nemrut karısı kaçtı da

Onun peşinden mi gitti?



Eğer öyleyse yandık,

Gudubet gene yaptı yapacağını!

Geçen sene de merdivenden itip

Kırmışı Rıza'nın bacağını.



Abi, kadında boy şu kadar;

Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!

Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,

Ya horlarken Rıza'yı boğacak!



Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,

Ben olsam, vallahi baş edemem! ..

Hele beş tane velet var ki boy-boy,

Allah'tan düşmanıma dilemem!



Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,

Herkesin suyuna gider.

Yoksa, kalıba vursan hani,

Tek başına on tane adam eder!



Bir keresinde, hiç unutmam

üç-beş zibidi haraca dadandı;

Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi

Herifleri hastaneye kadar kovaladı!



Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,

Aynı kafadaydık.

Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,

Biz, başka havadaydık.



Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,

Aynı takımı tutardık.

Fener'in her maçına iddialaşıp

Millete az mı yemek ısmarladık! ..



Bir tek askerde ayrıldık,

Bana Bornova düşü, ona Gelibolu.

Döner dönmez evlendirdiler,

En büyük salaklığı da bu oldu! ..



Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.

Hep tek tabanca gezdim.

Benim beğendiğimi anam istemedi,

Onun gösterdiğini ben sevmedim.



Neyse, bunlar derin mevzu...

Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.

Ufaktan yol alayım

Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..



Gittim, vurup kafayı yattım;

Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.

Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp

Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..



Vay be Rıza! ..

Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!

Dün, boşuna günahını almışım,

Ne olur, kızma bu kardeşine!



Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler

Ne kolay söylediler!

Sanki dev bir taş ocağını

Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!



Ah dostum... o kocaman gövdene

O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?

O zalim tabutun tahtalarını

Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?



Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,

Yani bir daha olmayacak mısın?

Yani bir daha borç vermeyecek,

Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?



Peki, beni kim kızdıracak,

Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?

Peki, beni bu köhne dünyada

Senin anladığın kadar kim anlayacak?



Ulan Rıza... ne hayallerimiz vardı oysa,

Ne acayip şeyler yapacaktık...

Totoyu bulunca dükkan açacak,

Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.



Talih yüzümüze gülecekti be! ..

Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.

Hafta sonu iki yavru kapıp

Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!



Ah ulan Rıza... bu mahallenin,

Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?

Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,

Benim en kıral arkadaşımdın! ..



Ah ulan Rıza... ben şimdi,

Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?

Senden ayrılacağımı sanma,

Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 1
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:24  
ASİ BİR KüHEYLAN



Aşiret çocuğuyam adım Küheylan

Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam

Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam

Onursuz yaşanmaz demişem

Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere

Yavri yavri

Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne

Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam

Asi bir Küheylanam

Anam rüzgar, babam gurbet

Bin yıldır bu koğuşayam

Diz çöktürmez beni hasret

Seni sevmişem

Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi

Seni sevmişem

Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi

Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya

Yavri yavri

Ölürsem iradi ölürem

Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi

Asi bir Küheylanam

Gözlerini benden ayırma

Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama

Bana ne getirmişen Cico

Karda çürümüş sümbül soğanlarımı

Yoksa tozkaldıran taylarımı

Dargeçitlerdemi kanatmışan

O göçebe sevdamızın yamacına

Şimdi kimler konmada söyle

Yavri yavri

Söyle kınalı kuzun nerde

Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan

Asi bir Küheylanam

Mahmut vurma döşüme

Delerem bu duvarları delerem

Jandarma kavuşmaz peşime

Benki dipsiz uçurum boylarında

Paramparça olmuş ölmemişem

Benki huysuz nehir yataklarında

Yaralarımı çamurla sıvamışam

Nasıl sığaram düşündünmü

Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi

Yavri yavri

Dağları çıldırtan öykümü

Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam

Asi bir Küheylanam

El süremezler yeleme

Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime

Hüznün duvarlarında

Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri

Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar

Bu gevur ölüsü akşamlarda

Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın

Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın

Yavri yavri

Şapkam namusumdur

Koma buralarda koma

Tespihim dağılmasın

Asi bir Küheylanam

Kesmez beni bu acılar

Beni vursada bu puşlar

Ancak sırtımdan vururlar


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 2
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:24  
ALIR DAĞLAR



Baba bugün üşüyorum

Karda kaldım üşüyorum

Anama deyin sıcak bir çorba koysun

üstümü ört baba üşüyorum



Behey babam dalmış babam

Sigarayı sarmış babam

Şapkasına hicran dökmüş

Kibrit gibi yanmıs babam



Baba bugün alır dağlar

Bu dert beni alır dağlar

Şehirlere sığmaz oldum

Fazla sürmez alır dağlar



Baba bugün ağlıyorum

Darda kaldım ağlıyorum

Duaların üzerimden eksik etme

İçim yandı ağlıyorum


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 3
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:25  
AYRILIK HEDİYESİ



şimdi saat sensizliğin ertesi

yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın

avutulmuş çocuklar çoktan sustu

bir ben kaldım tenhasında gecenin

avutulmamış bir ben...



şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim

ki bu yaşlar

utangaç boynunun kolyesi olsun

bu da benden sana

ayrılığın hediyesi olsun



soytarılık etmeden güldürebilmek seni

ekmek çalmadan doyurabilmek

ve haksızlık etmeden doğan güneşe

bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi

mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..

şimdi iyi niyetlerimi

bir bir yargılayıp asıyorum

bu son olsun be..bu son olsun!

bu da benim sana

ayrılırken mazeretim olsun!



şimdi saat yokluğunun belası

sensiz gelen sabaha günaydın!

işi-gücü olanlar çoktan gitti

bir ben kaldım voltasında sensizliğin

hiç uyumamış bir ben...



şimdi dişlerimi sıkıp

dudaklarıma kanamayı öğrettim

ki bu kızıl damlalar

körpe yanağında bir veda busesi olsun

bu da benden sana

heba edilmiş bir aşkın

son nefesi olsun...



kafamı duvara vurmadan

tanıyabilmek seni

beyninin içindekileri anlayabilmek

ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü

bütün saatleri öylece durdurabilmek için

çıldırasıya paraladım kendimi

lanet olsun!

artık sigarayı üç pakete çıkardım günde

olsun be! ne olacaksa olsun!

bu da benim sana

ayrılırken şikayetim olsun



(gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 4
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:25  
BİR ACAYİP ADAM



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi benim canım ciğerim



Kimse bilmez nereli olduğunu



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi susar akşam oldumu



Bir cebinde daskapital,

Bir cebinde kenevir tohumu



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi benim canım ciğerim



Fırtınadan artakalmış bir teknede tevekkül içinde

Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla

Gizlediği macerasıyla bir acayip adam yaşardı

Akşamları susardı ben konuşsam kızardı

Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı

Hazirandı, çocuktum, evden kaçmışım

Gelip ona sığınmışım

Küçücük bir koydu, sığdı

Burayı keşfeden belki o oldu

Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı

İçim anneyle dolardı ağlardım

Suphi şöyle bir göz atardı

Gizli bir cigara sarardı ağlardı

Sonra barışırdık ben flüt çalardım

Cigara sönerdi ağlardı

Nerden geldiğini bilmezdim

Kimsesizdi belki kimliksizdi

Onun macerası onu ilgilendirirdi

Kimseye ilişmezdi bir şeylere küfrederdi hep

Tedirgin bir balık gibi uyurdu

Bazen kaybolurdu arardım

Yağmurun altında dururdu

Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu

Her gün okurdu ben bir şey anlamazdım

Kapağını seyreder duymazdım

Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebbessimdi

Sordum bir gün Suphi’ye

Söylediklerini niye anlamıyorum diye

Bildiklerini dedi yüzleşir hayatla

Ve sınamaktan korkma

Doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin

Ve onu anlayabilirsin

Sonra gülerdi

Günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi

Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı

Ben konuşsam kızardı

Tekneye martılar konardı

Yüreğim Suphi’ye yanardı ağlardım

Suphi denize tükürürdü

Gökyüzünü tarardı ağlardı

Sonra barışırdık ben flüt çalardım

Yıldız kayardı ağlardık



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi benim canım ciğerim



Kimse bilmez nereli olduğunu



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi susar akşam oldumu



Bir cebinde daskapital,

Bir cebinde kenevir tohumu



Suphi suphi bir acayip adam

Suphi suphi benim canım ciğerim



Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı

Hazirandı, çocuktum, evden kaçmışım

Gelip ona sığınmışım

Bir gün aksilik oldu annem beni buldu

Suphi kaçıp kayboldu kasaba çalkalandı

Olay oldu ben sustum kanım dondu

Polisler onu bulduğunda tekti, felaketti

Herkes meydanda birikti

Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti

Ansızın dönüp bana baktı anladın mı dedi

Anladım dedim anladım

Ve o günden sonra hiçbir zaman

Hiçbir yerde hiç ağlamadım


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 5
Site kurucusu
Senior Member

Rojin
Cevaplar: 987
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/3/2009 Saat 17:26  
BİZ üÇ KİŞİYDİK



Biz üç kişiydik;

Bedirhan, Nazlıcan ve ben

üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek...

Adımız bela diye yazılmışı dağlara taşlara,

Boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek...



El tetikte kulak kirişe

Ve sırtımız toprağa emanet...

Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi,

Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.

Deniz çok uzaktaydı

Ve dokunuyordu yalnızlık.

Gece uçurum boylarında,

Uzak çakal sesleri

Yüzümüze, ekmeğimize,

Türkümüze çarpar geçerdi.



Göğsüne kekik süredi Nazlıcan,

Tüterdi buram buram.

Gizlice ona bakardık,

Yüreğimiz göçerdi...



Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı,

Ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi.

Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza,

Kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi...



Oy Nazlıcan vahşi bayırların maralı,

Nazlıcan saçları fırtınayla taralı,

Sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine,

Oy Nazlıcan oy can evinden yaralı...



Nazlıcan serin yayla çiçeği

Nazlıcan deli dolu heyecan

Göğsümde bir sevda kelebeği

Nazlıcan ah Nazlıcan...



Artık yenilmiş ordular kadar

Eziktik, sahipsizdik

Geçip gittik, parka ve yürek paramparça,

Gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik,

Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda...



Bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular...

Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları,

Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca,

Titredi ve iki yana düşü kolları....

Ölüm bir ısırgan otu gibi sarmışı her yanını

Devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi

Uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine

Göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi...



Sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı,

Birazdan ateşi karışırıp bir sigara saracaktı

Oysa ölüm sadık kalmışı randevusuna ah

O da Nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı...



Ey Bedirhan; Katran gecelerin heyulası,

Ey Bedirhan; Kancık pusuların belası

Sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana,

Ey Bedirhan ey mezarı kartal yuvası...



Bedirhan mor dağların kaçağı

Bedirhan mavi gözleri şahan

Zulamda suskun gece bıçağı

Bedirhan ah Bedirhan...



Biz üç kişiydik

üç intihar çiçeği

Bedirhan, Nazlıcan ve ben

Suphi...


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 6
« Ön  Diğer »        print
Yukarı git


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

Giriş

Kullanıcı Adı:

Şifre:

Sprache
Arabirim Dilini Seçin:

Almanca Fransızca Türkçe İngilizce
Son 5 Bilgi
Happy Birthday


Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok!
Etkinlik Takvimi
Mayıs 2025
  1 2 3 4
5 6 7 8 9 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31  

Fuarlar
Toplantilar
Konserler
Festivaller
Kültür Sanat
Anma Günleri
Dogum günü
Dini Bayramlar
Özel Günler
Resmi Bayramlar
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Puanlar
  2. asliyok: 4 432 Puanlar
  3. HarmanYeli: 4 396 Puanlar
  4. KizilZora: 2 048 Puanlar
  5. life23: 1 675 Puanlar
  6. gokkiz: 1 657 Puanlar
  7. BirNefes: 1 048 Puanlar
  8. Erasmus: 984 Puanlar
  9. -Pozan-: 785 Puanlar
  10. Siyahinci: 623 Puanlar
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(8317 okuma)
Hatırlarmısın .!
(11432 okuma)
Mektup......
(12257 okuma)
ANADOLU GARIBI
(12237 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11961 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(12221 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(12407 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 1 020 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Bu sitedeki tüm logo ve markalar sahiplerinin malıdır. Diğer detayları Künye bölümünde bulabilirsiniz .

Haberlerimizi RSS kullanarak yayınlayabilirsiniz.

Bu site pragmaMx 0.1.11 tabanlıdır.

Yorumlar yazarların sorumluluğu altındadır,
geri kalan her şey © 2004 - 2025 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft