İçimdeki Çocuğu Kaybettim / Bensizim
Sahipsiz bir mavi balon gibi gözlerim.Yalnızlıktan alıntı yapılmış bir
sayfaya düşülen dipnot gibi darmadağın içimdeki çocuk..Uçsuz bucaksız bir
köyün yamacında kaybettim düşlerimi.Ellerimden salıverdim bendeki
seni..Avuçlarımdaki yangına bir de senin özlemini ekledim..Uzaklaştırdım
seni kendimden..Ben kötüyüm ya, ben kirli yüzüm ya..İçim sana kal derken
dudaklarım kanlı bir gidişe mevzileniyordu..Senin benim yorgunluklarımın
altında ezilmemeni, içindeki ekin boylu saçlı kızın ölmemesini
istiyordum..Sustum sen kadar, seni iki yakaya böldüm..Bir yanım sana ırak
iken, bir yanda sana yanmaktaydı..Gittin; her rüzgarda kokunu aradım..Her
geleni, her kapı zilini sen sandım…Meğer sen benim kurabildiğim tek
anlamlı cümlemmişsin. Öyle büyükmüşsün ki içimde; ben seni öldürdükçe sen
bana kök salıyordun..Ta içime, ta köklerime..
Senden önce dönülmeyecek dualara durdu kıblem..Sönmeyecek yıldızlara
çevrildi omuzlarım. Şimdilerde içimde yok/um, dağıldı inceden saçlarım.
Sonra da içimdeki renklerin / gökkuşaklarının körü oldum ben..Üryan kaldı
iki dudak arası lügatim Hani ben sonbahar kızıyım ya , hep gölgelerinin
izinden gidendim ya...Şimdi gitmiyorum senden başka yere.Bittin / bitti-m
koca bir yanılgımdın içimde..Ellerim sen kadar açık kaldı...Bıraktığın
kapılardan hiç geçmedim ben.Dudağımdaki diğer adın koyu bir özlemdi,
içimdeki ise hep özlenen..Her gece yüreğini giyinmek benim için ölüp
yeniden doğmaktı küllerimden..Gözlerinde küçük bir kız olmaktı. Yeni bir
bebek gibi emeklemek ellerinde..Düşmek defalarca, sonra da senin yüreğinle
ayaklanmak..Yürümek senin nefesinin izinde..Senin gözlerinden izlemek
çıplak denizi her gece..Ölüm yanında her gece yeniden doğmanın hazzıydı
seni sevmek..Ama en zoru; her sabah seni üzerimden çıkarıp bana bol gelen
içimdeki ben’i kuşanmaktı..Yüzümdeki her şeyi sana
yabancılaştırmaktı..Bu bir maske değildi.Bu bir kendini kandırmak
değildi..Sadece seni senden uzakta sevmekti.Tıpkı toprağın altında kökleri
saklı kalan bir gövde gibi.Ne sana sen kadar yakın.Ne de sana ben kadar
uzak…
Yoktun bende.Yusuf oldum kuyulara indim sen diye.Mecnun oldum çöllere
bilendim senin yolların diye.Nafile ..Çare/sizim en çok ta sensiz.Şimdi
yalınayak gezinmekteyim anıların üzerinde Susmalara yeminli bir morg
yalnızlığıma nefesinle hayat ver ey kelimelerin üstadı...Öyle derin
kuyulardayım ki, çıkar beni içimden.Al beni cümlelerine..Köklerini duvara
dayamış, içindeki çocuğun katili olmaya hazırlanan bir yalnızlık abidesi
gövdemden kurtar beni.Kanatlarım kırık olsa da hayat ol sol yanıma..Tüm
cephe hatlarım düşse de sen bende kal “ gözleri hayat kadar anlamlı
adam “
Tenimde terinden bir ter..
Avuçlarımda saçlarından bir tel.
Gözlerimde özleminin ateşi.
İçimde senden bir sen.
Sende unuttuğum bir ben.
Ben içimdeki çocuğu kaybettim / bensizim..
Biliyorum sensizlikte bir şarkı avutmaz beni..
Ne olur beni kendine kat..
Sen ve biz…
İkimiz..
Sevgimiz..
Düşlerimiz..
Yürüyelim aynı safta,
Yolumuz uzun..
Son durağımız mutluluk..
“Bensizliğime en iyi sen deva olursun koca yürekli adam…
Sığlığıma bir dua bereketiyle düş..
Ben öldüm bendeki bende..
Tutabildiğim tek anlamım sensin…
Seni kaybetmek istemiyorum..
Ne olur gitme..”
06 Kasım 2008
Yazan : Gözlerindeki Cenneti Taşıyan Kadın..
Derleyen : İsmail Sarıgene
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.