HEMŞİRELER HAFTASI (12 - 18 Mayıs)
Tarihi çok eski olan hemşirelik mesleği; Eski
Mısır, Hindistan, Yunanistan ve Roma’da ilk
çağlarda bugünkü biçimde olmasa bile
yapılmaktaydı.
Dünyada modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale
(Florans Naytingel) olup, ilk hemşirelik okulunu da 1962
yılında Londra’da açmıştır.
ülkemizde ilk olarak "Hilal-i Ahmer Cemiyeti" (Kızılay) 1911
yılında hemşirelik kursları
açmıştır. Bu kursları bitiren hemşireler;
1912–1914 Balkan Savaşları ile 1914–1918 Birinci
Dünya Savaşı’nda hasta ve yaralı askerlere
bakmışlardır. Cumhuriyet sonrası ilk Hemşirelik
Okulu İstanbul’da açıldı.
Bunu 1939 yılında Ankara’da açılan Askeri
Hemşirelik Okulu izledi.
1943’te Verem Savaş Derneği, 1946’da Sağlık
Bakanlığı İstanbul’da birer Hemşirelik Okulu
açtılar. Daha sonra diğer illerde bu tip okullar
açıldı. Bu okullar ortaokul düzeyinde üç
yıl, lise düzeyinde dÖrt yıl eğitim vermekteydi.
Günümüzde 4 yıllık Sağlık Kolejlerine
dÖnüştürülmüşlerdir. Kolej ve lise
mezunlarına eğitim veren 4 yıllık Yüksek
Hemşirelik Okulları da halen faaliyettedir. Bu okullardan en
ünlüsü İstanbul’daki Florance Nightingale
Yüksek Hemşirelik Okulu’dur. Çeşitli
üniversitelere bağlı hemşirelik okulları da
vardır.
12 Mayıs’ta hemşireliğin kurucusu Florance Nightingale
doğduğu için, ona izafeten "Hemşirelik
Haftası"nın başlangıç günü
olmuştur.
12–18 Mayıs tarihleri arasında başta
hemşireliğin kurucusu Florance Nightingale
(1820–1910)’in Özverili, sevecen, gece ve gündüz
hizmetleri saygıyla anlatılırken, hemşirelik
mesleğinin de kutsallığını vurgulamak gerekir.
Hemşirelik; insan sevgisiyle dolu, şefkatle, sabırla
yapılan kutsal ve onurlu bir meslektir.
Bu hafta değerlendirilirken, hemşirelik mesleğinin
sorunları ortaya konur ve çÖzümler üretilir.
Mesleğin Önemine toplumun dikkati çekti.
Nightingale, Kırım Savaşı sırasında
İngiltere’den gelerek, üsküdar’daki Selimiye
Kışlası’nda hemşirelik yapmış ve
büyük ün kazanmıştır. 1964 yılından
itibaren ülkemizde de her 12 Mayıs Günü
"Hemşireler Günü" olarak kutlanmaktadır.
Sağlık, bireylerde, zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her
dÖneminde aynı Önemi koruyan temel ihtiyaçlardan
biridir. Bu ihtiyaca cevap veren personel içinde en Önemli meslek
grubu ise hemşirelerdir.
Hemşirelik, güç çalışma
şartlarını gerektiren, Özveri, sabır,
hoşgÖrü kavramlarını içinde bulunduran zor
bir meslektir. Hemşirelik, diğer mesleklerde olduğu gibi,
toplumsal ihtiyaçlardan doğan, insan hayatıyla yakında
ilgili bir meslektir; ekip çalışmasını bilen, el
becerisi olan, hızlı çalışan hünerli eller
ister; temelinde sevgi, saygı yatar. Hemşire din, dil, ırk
ayrımı gÖzetmeksizin, birey, aile ve topluma
sağlığını kazandırmak için
çalışır. Bu nedenle, sevgiden, şefkatten, disiplin
ve ciddiyetten uzak bir kişinin bu mesleği icra etmesi
mümkün değildir; çünkü hemşire,
sağlığı yerinde olmayan, yardıma muhtaç
insanlara hizmet vermektedir. Bu yÖnü
düşünüldüğünde, hemşirelerin, hem
eğitim açısından hem de psikolojik, sosyal ve ekonomik
açıdan desteklenmesi gereken bir meslek grubu olduğu ortaya
çıkmaktadır.
TüRKİYE’DE HEMŞİRELİK
Türkiye’de hemşirelik, sağlık hizmeti veren ekip
üyelerinden biri olarak Önemli bir yere sahip olmakla birlikte
hak ettiği değeri gÖremiyor. Hemşire, toplumumuzda
hekimin yardımcısı gibi algılanıyor;
sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğu dile getirilse de
bu sÖylem uygulamaya yeterince yansımıyor. Oysa
sağlık hizmetleri bir bütündür ve her disiplin
sağlıklı/hasta birey için çalışır.
HEMŞİRE NE DEMEKTİR?
Belirli sağlık eğitim ve Öğrenimi
gÖrdükten sonra; sağlık hizmeti alan hastaların
bakımında gÖrev yapan, kliniklerde de sağlık
hizmeti sunan, hekimlere yardımcı olan sağlık personeli
kadınlara "Hemşire" denir.
Hemşireliğin farklı tanımları
yapılmış aslında. 19. yüzyılda Florance
Nightingale hemşireliği “Hastayı iyileştirmek
için hasta çevresinin iyileştirilmesi ve düzenlenmesi
eylemi.” şeklinde; 20. yüzyılda Henderson ise
“Bireyin sağlığına ve
bağımsızlığına kavuşma sürecindeki
dinamik güç.” olarak tanımlamış.
Uluslararası Hemşireler Birliği de bu tanımı
benimsemiştir. 1980 yılında Amerikan Hemşireler
Birliği hemşireliği “Yardım sunan bir
meslek.”, hemşirelik uygulamasını “Var olan ve
olabilecek sağlık sorunlarına karşı
gÖsterilen insan tepkilerinin tanı ve tedavisidir.” diye
tanımlamıştır.
TüRKİYE’DE HEMŞERİLİĞİN TEMEL
SORUNLARI
Farklı düzeylerde eğitim alma: ülkemizde
hemşirelik eğitimi lisans, Önlisans, açık
Öğretim, lise sonrası 18 aylık kurs ve ortaokul
sonrası 4 yıllık lise şeklinde beş ayrı
düzeyde verilmiştir ve bu farklılık devam etmektedir.
Bu heterojenlik mesleği algılama, mesleki çabaları
benimseme, belirli bir gelire sahip olma gibi Özelliklerinden
dolayı mesleği olumsuz etkiliyor. Eğitim düzeylerinin
farklılığı, çalışma yaşamında
yetki ve sorumluluklara yansımıyor. 1996 yılında
kapatılan Sağlık Meslek Liseleri 2001 yılında
tekrar açıldı, hemşirelerin üniversite
düzeyinde eğitim talepleri dikkate alınmadı. Oysa
şu an dünyada ortaokul sonrası lise eğitimi ile yetinen
ülke bulunmamaktadır.
Hemşirelik Kanunu: 1954 yılında çıkarılan
6283 sayılı Hemşirelik Kanunu hemşirenin
değişen ve yapmakta olduğu rol ve işlevlerini
kapsamıyor. Avrupa Birliği süreciyle birlikte hızla
uyum yasaları çıkarılırken hemşirelik
yasasının gündemde olmaması, çıkan
yasaların ülkemiz sağlık ihtiyaçlarını
yansıtmamaktadır.
Hemşire istihdamı: Sağlıkta dÖnüşüm
adıyla yürütülen politikalar, genelde sağlık
çalışanlarını, Özelde hemşireleri
oldukça olumsuz düzeyde etkilemiş; halen etkilemeye devam
etmektedir. Sağlıktan kar elde etmeyi hedefleyen bu politikalar
tedavi edici sağlık hizmetlerine dayandığı,
koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı ya da
finansal olarak bireysel sorumluluk alanını
daralttığı için hemşirelerin istihdam
sorunları ülkemiz dahil, pek çok ülkenin Önemli
bir sorunu. ülkemizdeki toplam 80 bin hemşirenin yüzde
90’ı tedavi edici sağlık hizmetlerinde
çalışıyor. Bunun yanında tedavi edici
sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı
tarafından belirlenen kadronun yarısından bile az
sayıda hemşire ile yürütülmektedir.
Örneğin 300 yataklı bir çocuk hastanesi için
400 hemşire kadrosu belirlenmişken 150–170 hemşire ile
hizmet verilmektedir.
BÖylesi yoğun koşullarda çalışan
hemşireler kendi alanları olan bakımı
başkalarına bırakma tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Bu durum mesleğin Özerkliğini,
bakım kalitesini olumsuz yÖnde etkilemekte,
hemşireliğin sadece hekim istemlerini uygulayan bir meslek olarak
algılanmasına neden olmaktadır.
Branşlaşma: ülkemizde temel eğitim sonrası akademi
dışında branşlaşma olanakları yoktur.
(Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım
hemşireliği, onkoloji hemşireliği vb.) Yıllarca
onkoloji hemşireliği yapmış hemşireler çok
farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu
durum mesleki doyumu azaltarak tükenmişliği
artırmaktadır.
Cinsiyet: Hemşireliğin sosyolojik Özelliklerinin en
başında gelen Önemli faktÖr cinsiyettir. ülkemizde
erkek hemşirelerin sayılarının çok az olması
ve hemşireliğin kadınlara Özgü bir meslek olarak
algılanması mesleğin gelişimini olumsuz yÖnde
etkiliyor. Ataerkil aile temelli toplumumuzda kadınlardan erkeğe
boyun eğme ve saygı beklendiğinden, kadınlardan
oluşan hemşirelik de bu anlamda büyük
Ölçüde payını almıştır.
ülkemizdeki sağlık sisteminde geleneksel sağlık
anlayışı hâkim. Hastanın merkezde
olmadığı, hasta hakkında karar verenin tek
başına hekimin olduğu bu anlayışın
değişmesi gerekiyor.
Türk Hemşireler Derneği’nin 2000 yılında
hemşire, ebe ve sağlık memurlarının meslekten
memnuniyetine ilişkin yaptığı araştırmada;
araştırmaya katılan hemşirelerin yüzde
41,9’unun mesleğinden memnun olduğu, yüzde
58.1’inin mesleğinden memnun olmadığı
saptanmış. Memnuniyetsizlik nedenleri ise,
1. ücret yetersizliği,
2. GÖrev yetki ve sorumluluklarının belli olmaması,
3. Risk fazlalığı,
4. GÖrev dışı işlerde
çalıştırılma,
5. Meslekte ilerleyememe,
6. Toplumun mesleğe yÖnelik olumsuz yaklaşımı,
7. Yoğun çalışma temposu,
8. Yardımcı sağlık personeli olarak
değerlendirilme,
9. Fazla çalışma ve
10. İstenilen branşta çalışamama olarak
sıralanmış.
ülkemizde sağlık ve hemşireliğe yÖnelik
planlamalarda hemşirelerin olmaması ya da yeterince temsil
edilmemesi de mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz etkileyen
faktÖrlerden biri olarak gÖrülüyor.
Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş
ülkelerde meslekleşme sürecini tamamladığı
halde yukarda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizde
meslekleşme istenilen düzeyde değildir.
Hemşirelik mesleğinde yaşanan sorunlar, hemşirelik
uygulamalarına; hemşirelerin bağımsız
fonksiyonlarından olan bakım verme ve yardım etme
işlevlerini yeterince yerine getirememesi, mesleki bilgi ve
yeteneklerini etkin kullanamaması şeklinde
yansımaktadır. Bunun sonucunda toplum kaliteli hemşirelik
bakımı alamamakta, sağlık hedeflerine ulaşmada
hemşirelik potansiyeli değerlendirilememektedir.
alintidir.
emekleriyle bizlere hizmet eden bu kutsal emeklerini esirgemeyen
hemsirelerimizin hemsireler gunu kutlu olsun. :t:
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en
saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda,
canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz