Türk olduğumuz neremizden belli? Şair-yazar İsmet
Özel’e gÖre sorunun cevabı net: “Kafirle
çatışmayı gÖze almaktan.”
Uzlaşmayı kabul eden Türklüğü reddediyor ve
Müslüman olmayan Türk de olamıyor
Arka Plan
“Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç
şiir?
Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir?
-Yaşama!
-Ya bileydim?
Yazar: Mıydım
Hiç: Şiir.”
Yukarıdaki dizelerde aksini iddia etse de yaşamayı biliyor
ünlü şair İsmet Özel. Ama onun yaşama
bakışı, siyasi gÖrüşleri ve bunları
ifade edişi hep çok tartışılıyor.
Edebiyat yaşamında 1970’lerin ortalarına kadar sol
düşünceden beslenen ardından İslamcı felsefe
ile kucaklaşan Özel, bu düşünceye
katkısı olur inancıyla siyasi yazılar kaleme aldı
yıllar boyu. Ancak 2003’te, İslami harekete ağır
eleştiriler getirerek Milli Gazete’deki yazılarına son
verdi. O günden beri zaman zaman yazsa ve Sky Türk’te 6
program yapmış olsa da kendini siyasetten uzak tutuyor.
Ancak o uzak durmaya çalışsa da gÖrüşleri hep
merak ediliyor. Biz perşembe günü Malta
KÖşkü’nde uzun bir rÖportaj yaptık
Özel’le. Ve Türklük’le
İslam’ı harmanladığı
gÖrüşleri üzerine konuşurken yer yer ters
düştük. Yine de ortak nokta bulamasak da ünlü
şairin yaşama bakışını ilgiyle dinledik.
Türkiye zor günlerden geçiyor diyorlar.
Osmanlı’nın son dÖnemini hatırlayın.
Önce çÖkme psikolojisi yaratıldı, sonra
ülke yok oldu.
Bu psikoloji yaratılmasa çÖkmeyecek miydi?
ÇÖkmeyecekti. Mohaç Zaferi’nde Türkler
Macarlar’ı mağlup edince Avrupa’da
‘Türkler yenilmez’ fikri oluştu. Bu fikri silmek
Papalığın takıntısı oldu. Avrupa kendine bir
açılım imkanı aradı. BÖylece kapitalizm
yükseldi.
Batı’nın gelişimi Türkler sayesinde oldu
diyorsunuz, Öyle mi?
Benim iddiam o. Ben dünya tarihinin ekseninde Türklerin
olduğu kanaatindeyim.
O dÖnem Osmanlı vardı. Neden Türk diyorsunuz?
Çünkü Osmanlı ortadan kalktı ama Türk
hâlâ var. Demek ki devam eden şey Türk.
Osmanlı’nın çÖkeceği fikri de
“Türkler mağlup edilebilir” fikri üzerine bina
edildi.
Türkler bu fikri hemen içselleştirdiler mi?
Başta devlet adamlarını ikna ettiler. Lale Devri filan da
onun için başladı. Devlet adamları kendilerini
Avrupa’ya uyduramazlarsa imparatorluğun geçersiz
olacağına inandılar.
Bu gidiş Kurtuluş Savaşı ile kesintiye uğradı
mı?
Kurtuluş Savaşı diye bir şey bilmiyorum.
Siz İstiklal Harbi diyorsunuz biliyorum ama ben de Kurtuluş
Savaşı diyorum.
Kurtuluş Savaşı dediğiniz zaman bir şeyden
kurtulmuş olmanız lazım. Neden kurtulduk? Bazıları
saltanat ve hilafetten diyor.
Kurtulmadık mı onlardan? İkisi de yok oldu.
Hayır biz Türk varlığımızı yüklenip
gÖtürdük. Bu harbi kazananlar ne pahasına olursa olsun
yok olmamayı gÖze alan insanlardı.
Türk müydü bu insanlar?
Bana gÖre kafirle çatışmayı gÖze alan
Müslüman’a Türk denir.
‘TüRK’üZ’ VE
‘TüRKİYELİYİZ’ FARKI
’Biz Amerikalıyız’ın buradaki
karşılığı nedir? Biz Türkiyeliyiz değil
mi?
Hayır, eğer karşılık ‘Biz
Türk’üz’ ise bir sonuç elde edebilirsin.
‘Biz Türkiyeli’yiz’ dediğin zaman zaten
bugüne kadar başka bir yerli değildin.
’Amerikalıyım’ ve
‘Türk’üm’ arasındaki fark ne?
Amerikalı olmak Amerikan rüyasına ait olmak demektir.
Türkiyelilik diye bir ideal var mı?
Neden olmasın? ABD’deki gibi yaratılabilir.
Türkiye bir mozaiktir diyorlar, değil mi?
Son dÖnemde ‘mozaik değil ebrudur’ diyorlar.
O daha gevşek bir doku. Buyurunuz, yani Türkiye olmayan bir
şey.
Sizin tanımınıza gÖre Türk, kafirle
çatışmayı gÖze alan Müslüman, değil
mi?
Evet, gÖze almak yeterli. Çatışma şart değil.
Ama Müslüman olmak şart?
Evet, Müslüman olmayan Türk olmaz.
Yani bu ülkede yaşayan Ermeni ve Rumlar Türk
tanımına girmez.
Girmez. Onlar azınlık. Bu insanların dinlerini, dillerini
yok etmemekle yükümlü Türkiye devleti.
‘Burası vatanım’ demek için ortak paydalar
bulmak gerek dediniz ve ABD Örneğini verdiniz. Bu vatanın
ortak paydası Türk olmak ise ve Rum ve Ermeniler asla Türk
olamazlarsa burayı nasıl vatanları olarak
gÖrecekler?
Güzel. Kaç doğumlusunuz?
1977.
Yani Türkiye’de her şeyin iflas ettiği bir zamanda
doğdunuz. Onun için anlamanız çok zor.
Okuyarak anlamaya çalışıyorum. Aksi takdirde tarihin
bir noktası hakkında bile bilgi sahibi olamayız.
İstiklal Harbi verilmemiş olsa Türkiye diye bir şey
olmayacaktı. Yunanlılar ya da Ermeniler savaşı
kazanmış olsa Büyük Yunanistan ya da Ermenistan
kurulacaktı. Onlar burası vatanım derken ‘Burası
Ermenistan’ Yunanistan demiş oluyor.
Zaman içinde kavramlara bakış değişmez mi?
1920’ler ile 2000’lerin hedef ve arzuları aynı
mıdır?
Ermeniler, Rumlar, Süryaniler tarihi iddialarından
vazgeçtiklerini deklare mi ettiler? Türkiye Ermenilerin de
vatanı demek Türkiye sadece Türkiye değildir demektir.
(Bu sırada oturduğumuz yerde bize kulak kabartıp
etrafımızı saran 5-6 kişi İsmet
Özel’i alkışlamaya başladı
AKP MUHAFAZAKAR DEĞİL
AKP’nin İslami bir rejimi getirecek gizli bir ajandası
olduğu iddia ediliyor.
AKP güya halk desteğini almış olarak başka
programları uyguluyor. Oysa başka boyutu daha Önemli.
Sermaye aktarımı meselesi.
Sermaye aktarımını sağlarken AKP’nin muhafazakar
Müslümanların hayatını diğer sağ
partilerden daha çok kolaylaştırması bekleniyordu. Bunu
yaptı mı?
Hayır. İnsanlara sahte bir çatışmayı kabul
ettirip asıl yapılması gerekenleri birileri yapıyor.
Kim ne yapıyor yani?
Erdoğan, CHP’yi Atatürk’ün resimlerini
paralardan sildiği için suçluyor. Baykal’ın
verecek cevabı yok. Düşünce namusu bu insanların
hiçbirinde olmadığı için Türkiye’nin
varoluş şartlarını dillerine değdirmiyorlar.
İnÖnü’nün paralarda resmi olduğu zaman Milli
Şef zamanıdır. O zaman Mustafa Kemal Ebedi
Şef’ti.
Örtünme demokratik bir hak değildir
‘Kadınların Örtünmesi demokratik hak
değil’ diye bir yazınız var. İslam ve demokrasi
birbirinin oksimoronu mudur?
Hayır, sadece kadınlar ‘bu demokratik hakkım’
diyerek başÖrtüsünü savunmasın.
Ne diye savunsun?
Hiç savunmasın. Dini vecibe. Yerine getirir ya da getirmez.
Getiremediği durumda getirebilmesi için ne yapsın?
Örtünmek istiyorum ve gereğini yaparım diyecek.
Yani Örtünmenin gereği olarak üniversiteye gitmem ya da
kamuda çalışmam mı diyecek?
Başka bir mücadele yürütebilir. Başı
Örtülü olarak derse girilmez dendiğinde o kızlar
eve dÖnseydi YÖK onları tekrar çağırmak
zorunda kalacaktı. Neyse Türkiye’de bÖyle bir
ideolojik savaş cereyan etti ve bitti.
Hükümettekiler ne istiyor?
Bir şey istemiyorlar. Aldılar onlar istediklerini.
Kapatma davası ile ilgili “İstiklal Harbi
mağlupları AKP’yi kapattırmaz”
demiştiniz
AKP’ye Arkası Karanlık parti diyenlerin doğru ifade
kullandıklarına inanıyorum.
Bu dava kime ne sağlar?
Türkiye’yi yıkmak isteyenler avantajlı olacak.
Siyasetçiler arasında Türkiye’yi yıkmak istemeyen
kim var?
Yok.
Ateist Türk
İnanmayan, ateist bir Türk Türk olmaz mı?
Türklüğe ait olmak kolay mı? Ateist bir Türk
‘Artık ben bÖyle bir yol seçtim’ diyerek
yaşar. Kayıtlarda ne olarak yer alacak? Kendini nasıl bir
çerçeveye koyduğunu kendisinin düşünmesi
lazım. Ancak ben şunu sorarım: Nereden belli Türk
olduğun?
Türk olduğumuz neremizden belli olur?
kafirle çatışmayı gÖze almasından.
Kafir ile Müslüman olmayan herkesi mi kastediyorsunuz?
Hakikatin üstünü Örtenleri, bu herkesi kapsayabilir.
O zaman Müslüman doğmayan herkesle benim mücadele etme
isteği içinde olmam gerekiyor, değil mi?
Çatışmayı gÖze almanın alternatifi
uzlaşmadır. Uzlaşmayı istiyorsan
Türklüğü reddediyorsun demektir.
Ben sizin tanımınıza gÖre Türk değilim. Kafir
olarak tanımlamak istemediğim insanlarla çatışmak
yerine uzlaşmayı tercih ediyorum.
Olabilir, sizin tercihinizdir.
Kimseyle sahici bir bağ kuramadım
Sizden solcular vazgeçemedi, sağcılar da tam sahiplenemedi
gibi bir durum var. Cemal Süreyya sÖylemişti
sanırım bunu. Kendinizi arada kalmış, yani biraz
Türkiye gibi hissediyor musunuz?
Şiirimdeki ‘ben’ Türkiye’nin ifadesidir.
Ömrümün bir kısmını sosyalist ideallere
bağlı, daha büyük bir kısmını
İslami ideallere bağlı geçirdim. Ama bu
süreçte yoluma çıkan herkes ileride işgal
edecekleri yerlerin planlarını yapıyorlardı.
Dolayısıyla kimseyle sahici bir bağ kuramadım. Beni bir
kampta tutacak bir güç doğmadı Türkiye’de.
Şiirle geçen bir hayat
1944’te Kayseri’de doğdu. Hacettepe üniversitesi
Fransız Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldu. 18 yıl
Devlet Konservatuvarı’nda Fransızca
okutmanlığı yaptı. 1963’ten itibaren
şiirleri yayınlanmaya başladı. 1974’te fikri ve
ruhi bir değişim yaşayarak yazı hayatına
İslami düşünce çerçevesinde devam etti. Uzun
yıllar çeşitli gazetelerde kÖşe
yazarlığı yaptı. 2005’te Türkiye Yazarlar
Birliği deneme ve üstün hizmet Ödülünü
kazandı. 9 şiir, 22 deneme, sÖyleşi ve mektup ve 5
çeviri kitaba imza attı. (AKŞAM)
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...