Türkiye, artık açıkça belli oldu ki,
büyük bir bunalımın içine itilmektedir.
Sorun yalnız iç boyutlarıyla anlaşılacak gibi
değildir; konuyu uluslararası çapta değerlendiremeyen
her yaklaşım eksik kalacaktır.
İç politikada herhangi bir partiyi suçlamanın ya da
tutmanın da anlamı kalmamıştır;
çünkü bir devlet sorunuyla karşı
karşıyayız; ülkenin çağdaşlıktan
koparak İslam coğrafyasında çok
gÖrüldüğü üzere hızla
karanlığa yuvarlanması sÖz konusudur.
*
İslam dünyasında gün geçtikçe Önüne
geçilemez biçimde hızlanan siyasal dincilik
Müslüman toplumları gÖzle gÖrülür
biçimde sarıyor, kuşatıyor, etkiliyor. Bu akım
Avrupa'da ve Amerika'da yaşayan Müslümanları da kendine
bağlamaktadır; uluslararası çapta bir içerik
kazanmış, İslamcılığın şeriata
dayalı siyasal oluşumunu biçimlendirmiş, ülkemizi
kuşatmıştır.
Türkiye'de siyasal İslamın yükselişi,
Müslümanlık coğrafyasına gÖre gecikmiş
sayılabilir.
Laik Atatürk Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri tabandan tavana bir
dÖnüşümün etkisi altında tehlikeye
düşmüştür.
*
Olayın uluslararası niteliği, ABD'nin ve AB'nin de kendi
çıkarları açısından işin içinde
bulunmaları nedeniyle oluşuyor. öyle
anlaşılıyor ki Sovyetler Birliği'nin
çÖküşünden sonra Balkanlar'da olduğu gibi
Ortadoğu'da da sınırlar yeniden düzenlenmektedir.
ABD'nin Ortadoğu projesiyle, AB'nin Türkiye'ye
bakışı arasında çelişki kalmayacağı
da anlaşılıyor; Avrupa Birliği liderlerinin
ülkemize yakıştırdığı 'Özel
ortaklık' statüsü, Anadolu'da Kuzey Irak'ı da kapsayan
eyalet yaklaşımına uyum sergilemektedir.
üstelik 'Ilımlı İslam Devleti Modeli'
tasarımı tabandan desteklendiği için 'demokratik'
sayılacaktır.
Bugün komşumuz Irak'ın anayasasında da hem
yasaların şeriata aykırı olamayacağı hem de
temel ilkenin demokrasi olduğu yazılmaktadır.
*
özetle Türkiye'ye dış ve iç güçlerin
ortaklığıyla yeni bir düzen verilmek istenmektedir.
Karışık gibi gÖrünen
çatışmanın, kavganın, tartışmanın
esası budur.
Laik Atatürk Cumhuriyeti Batı (Hıristiyan
coğrafyası

ile Doğu (İslam
coğrafyası

arasında sıkışıp
kalmıştır. Her iki coğrafyadaki güçler ve
uluslar, doğaldır ki, Türkiye'de laikliği ve
çağdaşlığı değil, kendi
çıkarlarını izlemekte tarihsel bir deneyime
sahiptirler.
İslam dünyasındaki tek Aydınlanma devrimi
yalnızlaşmış gibidir.
Bir 'sorun' un üstünden gelebilmek için o 'sorun' un iyice
ve gerçekçi açıdan teşhis edilmesi gerekir.
Türkiye bunu yapabildiği gün sorunlarını
çÖzecek.
Cumhuriyet Gazetesinden