|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 09:43 |
|
|
Çanakkale’den bahsedilirken “destan”
sÖzü de peşinden gelir. Çanakkale, destanla
Özdeşleştirilmiştir. Çünkü
Çanakkale’de yaşananlar, yaşatılanlar gerçek
olmasına rağmen insana gerçeküstü imiş gibi
gelir. Gerçeküstü gibi gÖrünen ama, yüzde
yüz gerçek olan olaylarla doludur.
Bu çocuk yüzler, tıpkı Çanakkale
türküsündeki gibi, 'Ana ben gidiyom düşmana
karşı' deyip, Çanakkale'de şehit olan meçhul
çocuk askerler.
1915'te üç lise tek mezun veremedi çünkü
bütün Öğrencileri şehitti
Çanakkale ve İstiklal Savaşı'na katılan çok
sayıda çocuk vatan savunmasında kahramanlık
Örnekleri sergiledi. öyle ki bütün
Öğrencileri şehit düşen Galatasaray, Konya ve
İzmir liseleri 1915'te tek bir mezun veremedi Çanakkale ve
İstiklal Savaşı'na katılan çok sayıda
çocuk, vatan savunmasında destan niteliğinde
kahramanlık Örnekleri sergileyerek, "meçhul çocuk
askerler" olarak Türk tarihinde yerini aldı. Selçuk
üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri KÖstüklü,
Türk milletinin vatan savunması verdiği dÖnemlerde
erkek ve kadınlar kadar çocukların da çok Önemli
gÖrevler üstlendiğini sÖyledi. Türk
çocuklarının milli bir sorumluluk şuuru içinde
gÖsterdikleri fedakarlıklar, çektiği çileler ve
eziyetlerin tam olarak bilinmediğini vurgulayan
KÖstüklü, Anadolu'nun hemen her kÖşesinde,
Özellikle işgal gÖren yÖrelerde, çocukların
da bir destan niteliğinde kahramanlık Örnekleri
sergilediğini anlattı. Çocuk askerler üzerine bir
araştırma yaptığını ve elde ettiği
bilgileri bazı seminerlerde sunduğunu dile getiren
KÖstüklü, bunlardan bazılarını
şÖyle sıraladı: "Antep savunmasında
Kebapçı Said Ağa'nın oğlu küçük
Mehmet, Şahin Bey'in oğlu Hayri, şehit
Yolağası'nın oğlu Mehmed Ali gibi 11-12
yaşlarındaki çocukların Özverisi gÖz
yaşartıcı boyuttadır. Bu çocuklar Arslan Bey'in
başında bulunduğu milis kuvvetlerinin içinde diğer
Kuvayi Milliyeciler gibi silahlı olup yeri geldiğinde
çatışmalara katıldılar ve çoğu zaman da
istihbarat hizmetinde bulundular.
Karamanlıkları türkü oldu
Adanalı çocukların da İstiklal Savaşı'nda
milli heyecan içinde hareket ettiğini dile getiren
KÖstüklü şÖyle dedi: "Urfa'da 14
yaşındaki Bozan, Fransızlar kaçarken Kuvayi Milliye
Önünde harbe katıldı. Bu yavrunun
kahramanlığını gÖren halk, Bozan için
türkü bile yazdı. Sebeke dağından indim
dereye/Atılıyor bombalar, bilmem nereye/Türk çeteleri
dÖnmez geriye/Be yürü! yürü Bozan Yavrum
yürü!/Vursun kırsın Fransızları, aslanım
yürü!..." KÖstüklü, Maraş savunması
sırasında kendisine verilen kÖprü uçurma
gÖrevini yerine getiren Sarıca KÖyü'nden 14
yaşındaki Ali ile milis kuvvetler arasında bir çok yeri
dolaşmak suretiyle bilgi alışverişini sağlayan 10
yaşındaki Osmaniyeli Niyazi Aykan'ın da tarihe
adını altın harflerle yazdırdığını
ifade etti.
YüZLERCE GAZİ ÇOCUK
KÖstüklü, Çanakkale Savaşı'na katılan
Galata-saray, Konya ve İzmir Liseleri gibi birçok okulun
Öğrencisinin şehit düştüğünü
belirterek, savaşın olduğu dÖnemde bu üç
lisenin mezun bile veremediğini sÖyledi. Türk milletinin
kadını erkeği ve çocuğuyla tek vücut olarak
düşmana karşı koyduğunu ve yabancı
unsurları Türk topraklarından attığını
belirten KÖstüklü, "Türk çocuğu yeri
geldiğinde omzunda silahla cephede savaştı, yeri geldi
istihbarat için haber taşıdı, yeri geldi Türk
askerine mermi gÖtürdü" dedi.
12 YAŞINDAKİ NEZAHAT ONBAŞI
Tabur Komutanı Binbaşı Halit Bey'in kızı 12
yaşındaki Nezahat onbaşının da, elinde silahı
asker kıyafetiyl e çeşitli muharebelere
katıldığını anlatan KÖstüklü, "Ata
binmesini ve silah kullanmasını çok iyi bilen bu kız
çocuğu Milli Mücadele boyunca 70. Piyade Alayı'nın
bir mensubu olarak tam bir asker gibi, cepheden cepheye koştu. Hatta
bu Alaya, o bÖlgede 'Kızlı Alay' denmişti" diye
konuştu.
FAKüLTE SİYAHA BOYANDI
Çanakkale destanında bugünkü İstanbul
üniversitesi Tıp Fakültesi eski adıyla Darul Fünun
Öğrencilerinin ise ayrı bir yeri var. 1915'te Darül
Fünun 1. sınıfta Öğrenim gÖren 2 bin 500
tıbbiyeli, okullarını bırakarak Çanakkele'ye
koştu. İki tümen hâlinde Gelibolu'ya gelen
gençler, bir Anzak baskını sonucu şehit oldular. Bu
nedenle sonraki yıl açılışta siyaha boyanan Darul
Fünun, 1921 yılında hiç mezun veremedi.
TEK BACAĞIYLA SAVAŞTI
Çocuk askerlerden Mehmet ve İsmail, şehrin durumu ile ilgili
orduya dilenci kılığında bilgi
gÖtürürken düşman askerlerine yakalandılar ve
hiçbir konuda düşman kuvvetlerine bilgi vermediler. Serbest
bırakıldıktan sonra ateş açılması
nedeniyle küçük Mehmet 4, İsmail ise 9 yerinden
yaralandı. Mehmet'in hastanede ayağı kesilerek
kurtarıldı. Ancak İsmail hastanede şehit oldu. Bir
ayağı kesilen Gazi Mehmet, geri dÖndükten sonra tek
ayağıyla Milli Mücadelede yine gÖrev aldı.
İngiliz askerlerini bulut aldı gÖtürdü
Kahramanlıkların tarih kitaplarına
yazıldığı, ardında binlerce dramatik hikayelerin
anlatıldığı Çanakkale Savaşları, 91
yıl sonra bile bazı bilinmeyenleriyle anılıyor.
Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'a
ulaşmak isteyen İtilaf Devletleri, binlerce askerle Gelibolu
Yarımadası'na ayak atmış, vatan topraklarını
işgal etmişti. Her karış toprağında
kanlı savaşların yaşandığı,
anaların oğullarının başına kına yakarak
savaşa gÖnderdiği bÖlgede, İngiltere'den gelen 4.
Norfolk Taburu'nun Anzak Koyu'nda, bir bulut kütlesinin içinde
kaybolduğu sÖylentileri, 91 yıldır hala
konuşuluyor. Gelibolu Yarımadası'ndaki savaşa
katılan İngiliz Kraliyet Ordusu'na ait 4. Norfolk Taburu'nun, 12
Ağustos 1915 tarihinde Anzak Koyu mevkiindeki 60. Tepede
büyük bir bulut kütlesinin içinde kaybolduğu iddia
edilmiş, bu olay savaştan sonra çeşitli tarih
kitaplarında yerini almıştı. Yeni Zelanda
Kıtası'nın 1. Sahra Birliği'ne bağlı 3.
BÖlükte savaşa katılan F. Reichardt, R.Nevnes ve J.L.
Newman adlı üç asker, bu olaydan 50 yıl sonra
olayın gÖrgü tanığı olduklarını
iddia etmiş, güneyden esen 70 kilometre hızındaki
rüzgara rağmen, yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 65
metre yüksekliğinde ve 60 metre genişliğindeki bulut
kültesinin yer değiştirmeden 60. Tepe üzerinde
durduğunu ve İngiliz askerlerinin bu kütlenin içinde
kaybolduğunu anlatmışlardı. Bu olay, kimilerine
gÖre gerçek, kimilerine gÖre rivayetten başka bir
şey değildi. Ancak, bu tür olaylar, tek bir
gerçeği değiştirememişti; o da,
"Türk'ün vatan ve millet sevgisi uğruna verdiği
binlerce candı..."
Bu yazıyı ulaştıran DoçDr. Mithat ATABAY a
teşekkürler.
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 10:25 |
|
|
Eline yüreğine sağlık güzel dostum. Gerçekten
güzel bir paylaşım.
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 11:39 |
|
|
Yuregine saglik Samyelim bu guzel paylasimin icin
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Senior Member Cevaplar: 683 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 14:06 |
|
|
baba annem.
yil canakkale savaslari yili,
13 yasinda telli duvakli davullu zurnali gelin oluyor.
esi 17 yasinda,
ilk gece askere aliyorlar.
dönmemis.
bizler babaannemin 2. esinden yani dedemden devamiz.
zaten babaannem bir daha görmemis ilk esini.
anneannem,
canakkale savaslarinda 4 dayisi gidmis dönen biri oda gazi.
kör ve sagir olarak alninda bir suru sacma barut.
madalyalari varmis.
sehitlerimizin ruhu sad olsun :t:
samcim emegine yuregine saglik degerli dost :t:
____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en
saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda,
canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 19:08 |
|
|
Samyelim her ne kadar aktarımım sizin gibi olmasada o
günlerin az bilinen bir anısınıda ben aktarayım.
Elbette kaynak yine can arkadaşım Doç Dr. Mithat
Atabay...
Їanakkale Savaşı sırasında Kocadere
köyünde büyük bir sargı yeri kuruluyor.
Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, Kimi Adıyamanlı, Kimi
Gürünlü, Kimi Halepli
çok sayıda yaralı getiriliyor...
Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası
oldukça ağırdır.
Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen
göğsünü biraz daha tutabilmek için
komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp
vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler
dökülür dudaklarından.
"ĞÖlme ihtimalim çok fazla... Ben bir pusula yazdım...
Arkadaşıma ulaştırın..."
Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur:
"Ben... Ben köylüm Lapsekili ĞÂÂbrahim
Onbaşından 1 Mecit borç
aldıydım... Kendisini göremedim. Belki
ölürüm. ĞÖlürsem söyleyin
hakkını helal etsin"
"Sen merak etme evladım" der Komutanı, kanıyla
kırmızıya boyanmış alnını eliyle
okşar.
Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son
sözü de "söyleyin hakkını helal etsin" olur...
Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar
getiriliyor. Bunlardan
çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan
şehit düşüyor. ĞŞehitlerin üzerinden
çıkan eşyalar, künyeler komutana
ulaştırılıyor. ĞÃ‚Âşte yine bir künye
ve yine
bir pusula. Komutan gözyaşlarını silmeye daha
fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar,
hıçkırarak okur ve olduğu yere
yığılır kalır. Ellerini yüzüne
kapatır, ne titremesine nede gözyaşlarına engel
olamaz...
PUSULADAKĞ NOT:
"Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit
borç verdiydim. Kendisi beni
göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben
dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı
helal ettim.
Yorumum...
Bu Millet o zamandan bu zamana hangi özelliklerini kaybetti ve
ısrarla kaybettirilmeye devam ediyor da bu hale geldi
düşünmek gerek...
Birşeylerin davası güdüp de ecdadın
ayaklarındaki toz olamayanların, vatan millet sevdasında
olup ülkeyi yiyip bitirenlerin ve yetim hakkına bile göz
dikenlere ithaf olunur.
|
|
Member Cevaplar: 274 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 19:46 |
|
|
Ellerinize Yüreklerinize saglik!!! Sevgili arkadaslar.
Bende Rahmetli iki dedemi hatirladim,Canakkale Savasina katilip biri
Gazi,Digeri Yedi Yil Esir kalmis...Dedelerimize ve tüm emegi gecen
Kahramanlarimiza ALLAHTAN RAHMET DILIYORUM:
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 14/3/2008 Saat 07:17 |
|
|
Їanakkale Zaferini
kazanarak, vatanı ve bayrağı için şehit olan
kahraman MEHMETЇĞÂÂK leri minnet ve şükranla
anıyoruz. Aziz ruhları şad olsun.
Їanakkale savaşı ile ilgili söylenen bazı
sözleri paylaşmak istedim...
“Їanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini
gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin
olmalısınız ki, Їanakkale Muharebelerini
kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATĞÅ“RK
“Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır.
Bunlardan biri taş duvara körükörüne
yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve
bağlantısız harekata dağıtıp
körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın
tehlikesiyle karşı karşıyayız.”
ĞÂÂngiliz Başbakanı
Asquith
“Ordunun yardımı olmaksızın Filo’nun
başarı sağlayabileceği ümidine
kapılmıştım; fakat şimdi bu işte
müşterek bir harekatın zorunlu olduğunu
anlıyorum.”
Churchill
"Türkler, Їanakkale’yi zorlayan
çağının en ileri tekniğine sahip güçler
karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Churchill
“... Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve
se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakatı, her
şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının
ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir
düşmamn taarruzlarına karşı sayısız
muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir.”
[439]
Alman Generali Liman von
Sanders
“Avrupa’da hizbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını
çiziyorum, Türklierle mukayese edilebilsin. Almanların
müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde
onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak
Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle
büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk
olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi.
Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde
kaldılar.”
General Tawshend
“Їanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve
kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk
içinde kahraman bir milletin varlığını meydana
koydu.”
General Fahri BELEN
“Müttefiklerin gayreti kalmamıştır. Türkiye
insan menbalarını (kaynaklarını
sarf ederek bitab (bitkin) kalmış, müttefikler, hissolunur
derecede zayıflamamışlardır. Fakat
Їanakkale Muharebesi’nin Rusya’nın akibeti ve
Balkanlar’daki tesiriyle Türkler müteselli
olabilirler.”
Larşer
“... Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda
haiz bulunduğu evsafın bidayette layikiyle takdir edilmemiş
olması, Ingilizler için felaket olmuştur.... Türk
askerinin ne yaman muharip olduğunu, Ingilizler kendileriyle
dövüştükten sonra bittecrübe
anlamışlardır.”
Ingiliz Generali Oglander
“Yenilmez Ingiliz donanmasının uğradığı
akibetten komutanlar değil, strateji kurallarını ihmal eden
devlet adamları sorumludur. Boğazlar ve Trakya bölgesinde
altı Türk kolordusu varken, donanmayı tahkim edilmiş
bir Boğaz’dan geçirmek ve Boğaz
kıyıları işgal edilmeden beş tümenlik bir
kuvvei seferiyeyi Istanbul’a getirmek planının
şansı çok azdı.”
General Fahri BELEN
“Їanakkale Savaşları, Avusturalya ordusunun
gelişimine birçok etkide bulunmuştur. ĞÂÂlk olarak
Avusturalya ordusu kuvvetlerinin bir yabancı tarafından
değil, bir Avusturalyalı subay tarafından idare edilmesini
temin edecek bir uygulamaya başlanmıştır. Ve
Їanakkale olayları, bu uygulamayı
başlattı.”
Avustralyalı Yarbay D. M.
HORNER
“Їanakkale Savaşları, savaşa
ĞÂÂngiliz bayrağı altında katılan Yeni
Zelanda’nın uluslaşma sürecine çok önemli
katkılarda bulunmuştur. 1915’te Yeni Zelandalılar,
kimliklerini ĞÂÂngiliz ĞÂÂmparatorluğu içerisinde
tanımlamaktaydılar ve bağımsızlık kazanmak
gibi istekleri yoktu.”
Yeni Zelandalı Prof. Dr. J.
PHĞÂÂLLIPS
“Їanakkale Savaşları, modern savaş
tarihinde birleşik kara ve deniz savaşlarımn
başlangıcı ve ilk örneğidir.”
Japon Prof. Dr. Em. Krg. Hideo
MIKI
“Avrupa diplomasisinin çıkmazlarında ihtiyatla yolunu
arayan ve Avrupa devletleri’nin birbirine düşmüş
meclislerinde kendi lehinde fırsatlar kollamaya çalışan
ürkek ve tereddütler içindeki Osmanlı, artık
yerini, dimdik adeta mağrur ve kendine güvenen, kendi
hayatını yaşamaya azmetmiş, Hristiyan
düşmanlarına tam bir istihfafla bakan şahsiyete
bırakmıştı.”
Alan Moorhead
“Їanakkale Boğazı’ndaki Türkler ve
Almanlar da 18 Martı aralıksız takip eden sessiz
günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir
sevinç uyandırdı. Moral, son derece yüksekti. Kaleler
ve tabyalardaki hasar da kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber,
ağır bataryaların cephane durumu ciddiyetini
koruyordu.”
Robert Rhodes James
“Їanakkale Müharebelerinde Türk ordusunun
başında daha başlangıçtan itibaren orayı,
üç kez ve yalnız kendi inisiyatifiyle kurtarmış
olan Türk Başbuğu (Atatürk) bulunmuş olsaydı,
bu gün tarih, bir Їanakkale Savaşı yerine,
karaya ayak basmasıyla beraber, akim kalan bir Їanakkale
teşebbüsünden bahsederdi.”
M. ĞŞevki YAZMAN
“Їanakkale fecayi’ine (çok acıklı
olaylarına) ait mesuliyetin, her iki taraftan hangisine ait ve raci
olduğu keyfiyeti henüz tahakkuk edemediyse de, bahri hücumun
(deniz hücumu) altında mündemiç (saklı
olan hakayik (gerçekler), o kadar basittir ki, bu hususta en
müptedi (ilkel) olanlar bile bunu anlarlar.
Biz en müşkülü’l-icra (yapılması zor)
harekete tasaddi ettik (başladık) ve esas noktalara dair
maluunatı sahiha (gerçek bilgiler) elde etmeden evvel
mutadımız (adetimiz) olduğu üzere,
düşmanı hakir (küçük) görerek,
böyle bir külfetli işe sarıldık. Neticedeyse,
herkesin kabul ve itiraf edeceği bir hezimete, mağlubiyete
uğradık ki, bunun izin, hiçte şikayete
hakkımız yoktur.
18 Martta mağlup olduk. Bu bapta tevile felana (başka anlam
vermeye falan) hacet yoktur.”
ĞÂÂngiliz Yazar Ellis Ashmit
BARTLETT
“Їanakkale müdafaası, üç mucizeler
muharebesidir Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti;
vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı.”
Sami Paşazade Sezai
Sevgiyle
|
|
Senior Member Cevaplar: 683 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 14/3/2008 Saat 09:32 |
|
|
canakkale zaferlerinden cikarilacak ders cokdur.
gercek bir strateji olayidir.
eger bu savasi ataturk kazanmasaydi aslaa kurtulus savasina girismezdi.
sehitlerimiz ve gazilerimizn bizlere gönderdigi iki mesaji
görmezden gelemem:
1. tek bilek ve tek yurek olarak birlik gucdur.
2.emeksiz zafer olmaz.
(emeksiz basari olmaz)
:t: canlar emeginize yureginize bileginize saglik!!! ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en
saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda,
canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Junior Member Cevaplar: 11 kayıt olmuş: 29/8/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 15/3/2008 Saat 01:38 |
|
|
paylasimlariniz icdenlikel teskür ederim :t:
Samyeli cok güzel bir konuya dayanmisiniz :t:
Bence burda paylasiminiz insani gercekde bilgilendiryor
O cocuklarin verdigi mücadel takidr dir
ama o cocuklarin verdigi mucadele 1 kurus menfat icin icin saatanlara ne
denilir
____________________ ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 16/3/2008 Saat 14:57 |
|
|
Samyelim in sunduğu bu güzel paylaşıma
günümüzü bulaştırmadan eklemeler yapmaya
çalışacağım... Aziz şehitlerimizeve
gazilerimize haksızlık yapmam istemem...
Їanakkale Geçilmez diye kazınan Їanakkale
Savaşlarında, müttefik güçlerin
başvurduğu savaş hileleri çok can
yakmıştı. Bunları ektarmaya
çalışacağım.
Her ne kadar karşı olsada katkılarından dolayı
Doç.Dr. Mithat ATABAY a teşekkürlerimi sunuyorum.
Denizde ve karada yaklaşık 1 yıl devam eden ve çok
şiddetli çarpışmalara sahne olan, dünya savaş
literatürüne ''Їanakkale Geçilmez'' diye
kazınan Їanakkale Savaşları'nda, müttefik
güçlerin başvurduğu savaş hileleri çok can
yaktı.Їanakkale Savaşları, vatanını ve
bayrağını korumak için yokluklar içinde hiç
düşünmeden cepheye koşan, ''ölürsem
şehit, kalırsam gazi olurum'' anlayışıyla Gelibolu
Yarımadası'nda canını ve kanını hiçe
sayıp, düşman kuvvetlerinin üzerine korkusuzca
atılan Mehmetçiğin kahramanlık destanı olarak
hafızalardaki yerini aldı.
Dünyanın en güçlü donanmasına
karşı, gelecek nesillere gurur ve heyecanla anlatılacak bir
destanın temsilcisi olan kahraman Türk askeri, cephede
düşman ve yoklukların yanı sıra savaş
hileleriyle de mücadele etti.
Їanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayan müttefik
güçleri, başta ĞÂÂngiltere olmak üzere
çekilmenin hesabını yaparken, Türk askerlerinin
çekilmeden haberdar olmaması için değişik
savaş hilelerine başvurdu.
General Hamilton'un, anılarında savaş hileleriyle ilgili
olarak şu anektod yer alıyor: ''Türk askerlerini
şaşırtmak için yolcu gemilerine, şileplere sahte
bacalar, sözde toplar, uydurma direkler eklendi. Böylece
ĞÂÂngiliz gemileri 'Tiger' ya da 'lnflexible' kruvazörlerine
benzetildi. Karşı taraf bu gemilere ateş edip, boşuna
pek çok mermi harcadı.''
Hamilton'un, 17 Ekim 1915'te görevden alınmasının
ardından yerine atanan ĞÂÂngiliz General Charles Monro,
Gelibolu Yarımadası'nda yaptığı incelemelerin
ardından ĞÂÂngiltere'ye, Gelibolu'daki askeri birliklerin
tahliye edilmesi yönünde rapor gönderdi. Bunun üzerine
düşman askerlerinin, 8-9 Aralık 1915 gecesi Gelibolu
Yarımadası'nı deniz yoluyla tahliyesine başlandı.
Her akşam ortalık karardıktan sonra Anzak ve Suvla
koylarına kurtarma sandalları, çıkarma tekneleri
yanaşıp, durmadan asker, hayvan, top ve diğer savaş
malzemelerini taşıdı.ĞÖnce hasta ve yaralılar
nakledildi, onları savaş esirleri takip etti. Son olarak
sıra askerlere geldiğinde, Mehmetçiğin ayak seslerini
duymaması için postallar paçavralarla kaplandı.
Personel kaybını en aza indirmek amacıyla her şey en
ince ayrıntısına kadar düşünüldü.
Cekilmenin başarılı sonuçlanması için geride
karşılıklı iki konserve kutusundan diğerine
damlayan suyun ağırlığıyla ateş alan
ayarlı ve sonradan patlayacak tüfekler, takip edilmelerine
karşı mayınlar bırakıldı. Askerlerin
gittiğinin Mehmetçik tarafından anlaşılmaması
amacıyla mevzilerde içi samanla doldurulan ve üniforma
giydirilen maketler yerleştirildi, tahtadan atlar yapıldı.
Düşman askerleri 20 Aralık 1915'te Anafartalar'dan, son
düşman birliği ise 9 Ocak 1916'da Seddülbahir
bölgesinden bir daha gelmemek üzere Gelibolu
Yarımadası'nı terk etti.
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 14:03 |
|
|
Mektupla Naklen Savaş
Hepimiz biliyoruz; 20.yüzyılın son çeyreğinden
sonra dünya yüzünde meydana gelen savaşlar veya
çatışmalar canlı kameralar vasıtası ile
izleyicilere naklen seyrettirilmektedir. Savaş muhabirleri ellerindeki
kameralarla çatışmaların meydana geldiği yerlerde
çekim yaparak, canlı yayınlarla bu çekimler, TV
kanallarında tüm dünyaya izlettirilmektedir.
Açılan bu çığır, belki de geleceğin
dünyasında –şayet insanlar savaşlarla
geleceğin dünyasını karartmazlarsa- daha yeni icatlarla
daha enteresan olayların yaşanmasına sebep olacaktır.
Ancak burada anlatılan bir olay var. Bu olay bize gösteriyor ki,
Їanakkale savaşlarında da, cephedeki
savaşın dehşeti 15000 kilometre uzaklıktaki asker
ailelerine adeta izlettirilmiştir. Elbette o devirde, radyo
yaygın değil, televizyon ise hiç bilinmezdi. Geriye mektup
kalıyor.
Evet tahmin ettiğiniz gibi mektupla savaş izlettirilmesi...
Avustralyalı asker Mc Anulty, 8 Ağustos 1915 tarihinde,
ölüm anından saniyeler önce, ailesine mektup yazarak,
adeta kendi ölümünü kendi ailesine izlettirmiştir.
Okuyoruz:
“Cuma günü saldırıya geçeceğimiz
bildirildi. Türk ateşi çok yoğundu ve etraf cehenneme
dönüşmüştü. Ben ve 4 arkadaşım
hızla ilerlemiş ve diğerlerinin soluna
düşmüştük. Tepemizde Türk şarapnelleri
uçuşuyordu. Orada daha fazla kalamazdık, hemen
çıkmamız gerekiyordu. Arkadaşlarıma; bu bir
intihar, ama deneme atlayışı yapacağım, dedim.
Onların da aynı şeyi düşündüklerini ve
beni izleyeceklerini biliyordum. Ayaklarımın üzerinde
yaylanıp atladım...”
Avustralya Savaş Tarihi yetkilileri, burada biten mektubun altına
bir açıklama koymuş. Notta şöyle deniliyordu:
“Asker Mc Anulty’in satırları burada, yarıda
kesiliyor. Başka bir şey yazılmamış. Resmi
kayıtlar kendisinin, Kanlısırt’ta 7-12 ağustos
tarihleri arasında girişilen bir çatışmada
yaralandığını ve daha sonra
öldüğünü gösteriyor. Cecil Mc Anulty,
büyük bir olasılıkla bu satırları yazarken,
cümlesini tamamlayamadan ölmüştür. Hatıra
defteri arşive, annesi tarafından verilmiştir.”
Naklen savaş izlettirilmesi olayının ilki, herhalde bu
olaydır. Zaten biliyoruz ki, Їanakkale
savaşlarının en belirgin özelliklerinden birisi,
birçok ilklerin bu savaşta yaşanmış
olmasıdır.
(Bu gerçek olay Ekrem ĞŞAMA’nın
yazdığı "HĞÂÂLELERLE ЇANAKKALE" isimli
kitaptan alınmıştır.)
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:00 |
|
|
Їanakkale
Їanakkale, bir tarihin yazıldığı yer:
Taşıdığı 250 kiloluk mermisiyle Seyyid
Onbaşı’nın,
Türk Milleti için kendini feda eden 57. Alay’ın,
ĞÂÂsimleri dahi sır olan kahraman Mehmetçiklerin,
“Їanakkale Geçilmez! ” diyen Mustafa
Kemal’in
Yazdığı bir tarih.
Їanakkale, bir vahşetin yaşandığı yer:
Denizdeki her katrenin kızıla boyandığı,
Mermilerin vücutları lime lime ettiği,
Memleketimde nice ocakların söndüğü,
Vahşi hayvanların bile gıptayla izlediği
Korkunç bir vahşet.
Їanakkale, Allah lafzının susmadığı
yer:
Düşünen bir zihinde, çarpan bir yürekte gizlenen,
Nidalarla, tekbirlerle, iniltilerle arşa yükselen,
Dualarla, dillerde, dudaklarda huşuyla vücut bulan,
ĞŞehitlerimizin son nefesinde hayat bulan
La ilahe illALLAH lafzı.
Hasan Karahisar
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:03 |
|
|
Bugün
Unutulmaz destanın yazıldığı gün
Türkün efsaneleştiği bugün
Düşmanın Їanakkale de boğulduğu
gün
Yedi düvelin Türk’e yenildiği gün
Їanakkale’nin kurtuluş bayramı bugün
Halil Їolak 18.3.2006 Ankara
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:09 |
|
|
Їanakkale
ЇANAKKALE
ĞÖvün ey Їanakkale, cihan durdukça
övün! ĞÖmründe göstermedin bin
düşmana bir gün. Sen bir büyük milletin
savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin
birden üştüğü yersin!
Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla. Karşına
çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun
donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy
ölçtüğü yersin!
Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden. Sen
onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere
düştüğü yersin!
Toprağından fazladır sende yatan adamlar, Irmağın
kanla çağlar, yağmurun kanla damlar. O cenkten
armağandır sana kızıl akşamlar, Sen silahın
inançla son sövüştüğü yersin!
Bir destana benziyor senin bugünkü halin. Okurken duyuyorum
sesini ihtilalin. ĞÖvün ey Їanakkale, ki sen
Mustafa Kemal'in, Yüz milletle yüz yüze ilk
görüştüğü yersin!
Faruk Nafiz Їamlıbel
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:11 |
|
|
Їanakkale
Söyle Arkadaşım' dedi Anadolulu Mehmet
yanıbaşındaki Anzak erine
'nereden kopup gelmişsin,
neden çökmüş bu mahsunluk üzerine?'
'DUNYANIN ĞÖBĞÅ“R UCUNDAN' dedi gencecik Anzak
'ĞÖyle yazmışlar mezar taşıma.
doğduğum yerler öylesine uzak,
örtündüğüm topraksa gurbet bana.'
'Dert edinme arkadaşım'dedi Mehmet
'değil mi ki bizlerle birleşti kaderin,
değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet,
sende artık bizdensin,
sende bencileyin bir Mehmet'
Їanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
'ya sen dedi Mehmet
oyun çağındaki ĞÂÂngiliz erine,
'yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne?'
'yaşım sonsuza dek onbeş'
dedi ufak tefek ĞÂÂngiliz eri.
'köyümde askercilik oynar
coştururdum trampetimle bizimkileri
derken kendimi cephede buldum
oyun muydu, gerçek miydi anlamadan,
bir sahici kurşunla vuruldum.
Sustu boynumdaki trampet,
son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu'da bana da bir mezar kazıldı
mezar taşıma ON BEĞŞĞÂÂNDE
TRAMPETЇĞÂÂ' yazıldı.
ĞÖyküm de künyem de bundan ibaret.'
Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
gozyaşları düşerek üstüne sanki
damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
sahibini yitiren bir trampet.
'ya sizler' dedi Mehmet
dünyanın dört kıtasından
mezarlar dolusu erlere,
'hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiniz yerlere'
kimi ĞÂÂngilizdi, kimi ĞÂÂskoç
kimi Fransızdı, kimi Senegalli
kimi Hintli kimi Nepalli
kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak
gemiler dolusu asker
her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu'nun oya gibi koylarından şizarak
tırmanmışlardı dağa bayıra
siper siper yara gibi yarılan toprak
mezar olmuştu savaş ardından onlara.
Kiminin BURADA YATTIĞÂÂI SANILIR
Kiminin ADI BĞÂÂLĞÂÂNSE DE MEZARI BĞÂÂLĞÂÂNMEZ
kiminin de mezar taşında
on altı on yedi on sekiz yaşında
EBEDĞ ĞÂÂSTĞÂÂRAHATE
ЇEKĞÂÂLDĞÂÂĞÂÂĞ yazılı.
Їanakkale topraklarında,
her birinin erken biten yaşam öyküsü
eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı.
'Anlamaz mıyım' dedi 'halinizden kardeşler'
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet
'ben de yuzyıllarca yaban ellerde
neyin uğruna bilmeden can vermişim
kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
ilk kez Їanakkale'de ermişim.
Uğrunda can verdikce vatandı ancak
ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
değil mi ki sizler alamasanız bile
bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrina
sizlere de vatan sayılır artık Їanakkale.
Їanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
Bir garip savaştı Їanakkale savaşı
kızıştıkça kızginlığı dindiren
ara verildikçe ateşe
düşmanı kardeşe
döndüren bir savaştı.
Kıyasıya bir savaştı
ama saygı üreten bir savaş
yaklaştıkça birbirine
karşılıklı siperler
gönüller de yakınlaştı
düştükçe vurusanlar toprağa
dostlar gibi kaynaştı.
Savaş bitti.
ĞÖlenler kaldı sağlar gitti
köylü köyune döndü evli evine
kır çiçekleri geldiler akın akın
çekilen askerlerin yerine
yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar,
kilim kilim yayıldılar toprağa.
Siper siper
toprağın savaş yaralarını örttüler
koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların
yerine.
Їiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
silah yerine saban tutan elleriyle
geri aldi savaş alanlarını doğa
can geldi toprağa silindikçe kan izleri.
Yeryüzünde cennet oldu öylece
o cehennem savaş yeri
şimdi Їanakkale Gelibolu
bahçe bahce, ülke ülke
mezar dolu.
ĞÅ“stü cennet altı mezar
Їanakkale toprağının
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
Huzur içinde uyusun
vuruştukları toprakta
kavgadan kinden uzakta
yanyan dostça yatanlar.
Bülent Ecevit
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:19 |
|
|
Їanakkale ĞŞehitlerine
Onsekiz Mart günü tarihe geçti,
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Onbinlerce düşman Ceddime hiçti,
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
ĞÂÂngiliz yurduma göz dikmiş meğer,
Fransız halkıma hiç vermez değer,
Türk Milleti buna boyun mu eğer?
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Hileyle Anzak'ı sürerler öne,
Dualar ediyor Fatma'yla Döne!
Kurşunlar yağıyor hemen her yöne,
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Soluyormuş düşman öfke burnunda,
Bırakmaz bayrağı süngü karnında!
Mehmetçik and içmiş Arıburnu'nda,
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Bir gülle yolladı Mehmet Onbaşı,
Düşman gemisini sardı telaşı,
Sorarım size; bu neyin savaşı?
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Bitse de rengarenk ot çayırında,
ĞŞehitler yatıyor bak bayırında!
Anafartalar'da, Conkbayırı'nda,
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
Geçmez vatanından, geçer aşından,
Vurulmuş yatıyor 'Ya Rab' başından!
'ĞŞehittir' yazıyor mezar taşından!
Bir destan yazıldı Їanakkale'de!
28.02.2006
Abbas YURT
Abbas Yurt
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 23:21 |
|
|
Їanakkale Bu
Anneler evladını kına yaktı gönderdi,
Lakin Їanakkale bu dönmesi zor yerdi,
Koptu kıyamet tufan, dayan Mehmedim dayan,
Bak şehitler, gaziler sana yardıma geldi.
Anneler cephaneyi yüreğine yamarmış,
Evladından önce ona örtü sararmış,
Ufuklar Їanakkale'de kan barutla kaplıyken,
Türk'ün çelik hançeri düşmanına
saplanmış.
ĞÅ“müt Güngör
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 11:34 |
|
|
Canakkale sehidlerimiziin ruhlari sad olsun.
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 11:53 |
|
|
cok guzel hazirlanmis bir paylasim. yureginize emeklerinize saglik.
Sehitlerimizi saygi veminnetle aniyoruz.
|
|
Junior Member Cevaplar: 69 kayıt olmuş: 12/12/2007 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 12:09 |
|
|
Tsk bu guzel paysimlariniz icin,Yureginize Saglik ____________________ Bir Kitap Bastan Yazilabilir Ama Hayat Asla
|
|
Senior Member Cevaplar: 683 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 12:31 |
|
|
:t: :t: :t:
harikasiniz canlar. :t: ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en
saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda,
canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 17/3/2009 Saat 15:54 |
|
|
Їanakkale ĞŞehitleri
Gök kubbe altında ne müthişti harp,
Destan sende pişti, hey Їanakkale!
Nuh tufanı sanki! Semirmişti garp,
Yahya Їavuş Coştu hey Їanakkale!
ĞŞahlanmıştı ceddim, batıl Hak
gördü,
Kükredi Seyidim, bir koca ordu,
Ya Allah! Deyince sırtına vurdu,
Gör Akdeniz taştı, hey Їanakkale!
Ya ĞÂÂstiklal şarkım, bestesi ölüm,
Cihad-ı Ekber hey! Vuslattır gülüm,
Yezitleşti Churchill bitmişti zalim,
Ruhum destanlaştı hey Їanakkale!
Malazgirt şahlandı Їanakkale’de,
Alparslan canlandı Їanakkale’de,
Bir devir sonlandı Їanakkale’de,
Mehmet Aslanlaştı, hey Їanakkale!
Son kozuydu garbın iğrençti karar,
Ne istiyor Anzak, Yunan ne arar,
Torun gelmiş garptan dedeyi sorar,
Sordu torun şaştı, hey Їanakkale!
Ben Haçlıya değil bize şaşarım,
Maziyle kavgalı soysuz taşırım,
Ben Їanakkale ben! Senle yaşarım,
Görev kime düştü, hey Їanakkale!
Satılmış kalemler satarlar her gün,
ĞŞehit Їanakkale! ĞŞehitler
sürgün!
Bu devran dönecek elbette bir gün,
Tekbirler ağlaştı, hey Їanakkale!
Hey Їanakkale hey! Yiğit diyarı,
Sen ulu davanın son yadigarı,
Yedi düvel sardı ulu çınarı
Yatanlar gardaştı, hey! Їanakkale.
10.11.2005 Bursa
ĞÖmer Ekinci Micingirt
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 1061 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 18/3/2009 Saat 12:47 |
|
|
Kınalı Ali
ĞÅ“st teğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor
bir taraftan da onlarla laflıyordu nerelisin gibi sorular soruyordu.
Bir ara saçının ortası sararmış bir
çocuk gördü. Merakla:
- 'Adın ne senin evladım?' der. Їocuk :
- 'Ali ' diye cevap verir.
- 'Nerelisin? 'der. Ali :
- 'Tokat Zilede'nim' der.
- 'Peki evladım bu kafanın hali ne?' Ali :
- 'Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım.' der.
- 'Neden? 'der komutan. Ali :
- 'Bilmiyorum komutanım' der:
- 'Peki gidebilirsin Kınalı Ali' der.
O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Herkes
kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana
yakın ve cesur tavırlarıyla tüm
arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine
mektup yazmak ister. Ali'nin okuma yazması da yoktur.
Arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar
yazmaya. Ali söyler arkadaşları yazar:
- 'Sevgili anne babacım ellerinizden öperim ben burada
çok iyiyim beni merak etmeyin' diye başlar. Kız
kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini
sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü
yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça
düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini
yazdırır. Gururla mektubu bitirir neden sonra aklına gelir
ve yazının sonuna anasına NOT düşer: Alinin
kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha
vardır.
- 'Anacağım kafama kına yaktın burada
komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler
sakin kardeşim Ahmet'e de yakma onla da dalga geçmesinler der
ellerinden öptüm' diye bitirir.
Aradan zaman geçer. ĞÂÂngilizler kati netice almak için
tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu cepheyi
savunan erlerimiz teker teker şehit
düşmüşlerdi.
Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış
onların sayıları da epey azalmıştı Gelibolu
düşmek üzereydi Kınalı Ali'nin komutanı da
olayı görüp yerinde duramıyordu. Kendisinin
bölüğü henüz sıcak temasa hazır
değildi. Onlar yeni gelmişti onları insan bedeninin sungu ve
mermilerle orak gibi biçildiği bu yere dua ediyordu...
Komutanların bu düşünceli hali gören ve durumun
vahametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları
komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler.
Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile
bile çaresiz gönderir...
Kınalı Ali'nin bölüğünden kimse sağ
kalmaz hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer.
Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun
cevabı gelir. Komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu
açıp okumaya karar verirler. (Bu mektubun aslı
Їanakkale müzesinde sergilenmektedir...)
Babası anlatır. Ali' nin. 'Oğlum Ali nasılsın
iyi misin gözlerinden öperim selam ederim dedikten sonra
öküzü sattık paranın yarısını sana
yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz
şimdi öküzün yerine tarlayı ben
sürüyorum zaten artık zahireye de fazla
ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da siz
sakin bizi merak etmeyin bizi düşünmeyin der koyu
akrabalarını anlatır ve mektubu bitirir Ali ananın da
sana diyeceği bir şey var'
Anasını anlatır: ' Oğlum Ali
yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler
kardeşime de yakma demişsin kardeşine de yaktım
komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga
geçmesinler bizde 3 şeye kına yakarlar :
1- Gelinlik kıza gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun
diye...
2- Kurbanlık koça ALLAH'a kurban olsun diye...
3- Askere giden yiğitlerimize vatana kurban olsun diye...
gözlerinden öper selam ederim ALLAH'a emanet olun...'
Mektubu okuyan Ali'nin komutanı ve diğerleri
hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar...
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
|
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|