Iliskiyi Neden Bitiremeyiz?
Güzel giden ilişkilerin yanında, bazı ilişkiler
vardır ki hiçbir anlam veremezsiniz neden hala beraberler diye.
Hep bir sürünceme vardır, ortalarda bir yerlerde
sürünür.
Belki sizin de içinde bulunduğunuz ilişkinin tarifidir bu.
Çoktan bitmesi gerektiğini siz de çok iyi bilirsiniz ama
ayrılık acısı çekmekten korkarsınız.
Şu an çektiğiniz acıyı hiç hesaba
katmazsınız. Sanki her şey
mükemmelmiş gibi kandırırsınız kendinizi,
çevrenizi.
Gerçekle yüzleşmekten korkarsınız ve
gerçeklerden kaçarsınız.
Bağlılığınız
bağımlılığa, sevginiz de tutkuya
dÖnüştüğü zaman, bir labirent içinde
kaybolmuş hissedersiniz kendinizi. Bu iç içe geçen
duygular size çıkış kapısını asla
gÖstermez. Yaşadığınız çelişkilere
bir çÖzüm bulmakta zorlanırsınız.
Bağlılık güzel bir duygudur. İlişkinin
yapı taşlarındandır, olgunluğunu ve kimliğini
tamamlamış insanlarda olur. Birbirini seven iki olgun insan
arasında doğal olarak gelişir.
Bağımlılık ise tutkunun kardeşidir.
Olgunlaşmamış, zayıf kişilik
yapılarının yaşadığı bir duygudur.
İlişkiyi kemiren, iki tarafı da farkettirmeden yıpratan
bir virüs gibidir bağımlılık.
Bağımlılığa dÖnüşen
ilişkilerin temelinde sevgi yoktur, kalmamıştır ya da
çoktan alışkanlığa
dÖnüşmüştür.
Bu tip ilişkilerin temelinde "onsuz ben ne yaparım, onsuz olamam"
hissi vardır. Halbuki onunla beraberken de
olmadığını gÖrmezden geliriz.
Çünkü o bizim bütün
zayıflıklarımızı Örten, geçmişte
aldığımız yaraları kapatan, bütün
eksikliklerimizi tamamlayan sağ kolumuzdur.
İlişkinin ne kadar yıprandığını,
sağlığının ne kadar bozulduğunu anlayamayacak
kadar bağlanırız. Duygusal ve olgunluk yÖnünden
eksik olduğumuz için ilişkimizi sağlıklı
yürütemeyiz, eksiklikler hep artar. Hep kendi dediğimiz
olsun isteriz, dedigimizi yapan insana da bağımlı hale
geliriz.
özellikle kadınların davranışları,
ilişkileri bağlılıktan
bağımlılığa taşıyor.
Kadınlar yaptıkları aşırı fedakarlık,
verdikleri tavizler sonucunda ilişkilerini çıkmaza
taşıyorlar. Uyumlu olmayı tavizkar olmakla
karıştırıyorlar.
Kadınlar bu iki kavramı birbirinden
ayrıştıramadıkları için erkekler
bütün yükü kadınların üstüne
bırakıyorlar doğal olarak. Dünyanın kendi
etraflarında dÖndüğünü zannederek bir
kÖşede oturup kadınlardan sürekli istediklerini
yapmalarını istiyorlar.
Uyumlu olmak amacıyla kadınların verdiği tavizler
zamanla vazife haline geliyor. Zorunlu hale gelen bu
davranışın dozu artınca da bir yerden patlak veriyor.
İki taraf arasında geçimsizlikler, uzaklaşmalar oluyor;
ayrılmaya karar veriyorlar çoğu zaman. Fakat bu ayrılma
gerçekleşmiyor, gerçekleşse bile kısa bir
süre sonra tekrar birleşiyorlar.
Tutkuya dÖnüşen bu kısır dÖngü uzun bir
süre devam ediyor. İniş çıkışlara bir
son verebilmek için iki taraf da kendinde güç bulamıyor
hiçbir zaman.
Alintidir
Kendi eksikliklerimiziin tamamlanmasini isteriz...birde, o güc
icimizde varken?.Baskasindan bekleriz.