Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Dienstag, 24. Juni 2025 17:53   User Online: 81 

Community

myCommunity

Resim
Sevimli 16Dostluk Resimi 9Bebek -6Tabiat 10Dostluk 2Sevimli 13Bebek -9Kus -1Tabiat 5Deniz BayrakAmberEllerFantazi Resim 7Tatli HanimlarSon BaharDostluk Resimi 1ates_guel.jpgBebek BayrakKaranfilGerbera

Hauptmenü

Internes

Serbest Genel - Allgemein - Rätsel Sie sind nicht eingeloggt

Als letztes aktiv: 24/6/2025 um 15:53

Nach unten
« vorheriges  nächstes »
Aufsteigend sortiern Absteigend sortieren      print
Autor: Betreff: Neydi ÖzLeMek...
Junior Member
Junior Member


Beiträge: 30
Registriert: 25/10/2008
Status: Offline
Geschlecht: weiblich
red_folder.gif erstellt am: 25/6/2009 um 14:22  
Özlemek denince ilk aklıma gelen kolalı jelibonlar olur hep. “Bir pakette sonsuz jelibon olsa” derdim küçükken. Ağzıma atınca patlayan sakızlar… Deli gibi sağa sola koşarak yakar top oynamak. İkinci dondurmada fırça yemek anne babadan. Yazlıkta bir grup “küçük” olarak defalarca ev-bakkal arası koşturduğumuz anlar.



Sonra kışın bahçeye çıkamayınca pencerenin arkasından bakıp da yazı Özlemek. “Bir an Önce yaz gelsin.” deyip de bisiklete bineceğim anı hayal etmek. Akşam mahallede yarım saat daha fazla kalabilmek için karın ağrısı çekmek. Sevdiğimiz dersi Özlemek. Uzaktayken kavuşmayı Özlemek. KÖfte-patates ikilisini Özlemek.



Özlemek çocukken hep güzelliklerle ve heyecanlarla dolu olmuş.



Yıllar geçtikçe Özlem yük katmış anlamına. Daha mantıklı daha ağır duygular girince hayatımıza Özlemek bir iç geçirişe kadar gelmiş. Hafta içi günlerde Cuma’yı beklemek ve hafta sonuna Özlem duymak olmuş.



Özlem duygularla daha iz bırakır olmuş sonralarda. Paylaşılan güzel zamanların, heyecanların ve ardında iz bırakan tüm anların bir bütünü gibi büyür olmuş Özelden genele. Özlem denince aklıma balonlar gelir bir de.



Bazen Özlemlerimiz bir balonu ipinden tutarak bakmaktır ona aşağıdan. İpini bırakınca elimizden uçup gider ve gitgide yükselir. Yükseldikçe uzaklaşır ama uzaklaştıkça küçük gelmeye başlar gÖzümüze. Ve koskoca gÖkyüzünde birkaç dakika sonra gÖremeyiz bile artık ne rengini ne kendisini.



Kavuşmak varsa sonunda Özlemin, ona ulaşana kadar geçeceğimiz basamaklardan daha hızlı çıkmak isteriz. Biri olsa da arkadan ittirircesine hız katsa bize. Özlediğimiz şeye olan kavuşma inancımızdandır koşarkenki hızımızın artışı. Bazen ise içimizden Öyle çok şey gÖtürür ki, ertesi sabah uyandığımızda birkaç yük birden ağırlaştığımız bile olur.



İki ucu keskin bıçaktır benim Özlemim. Güldüğüm bir an sanki sırtıma bıçak saplanırcasına varlığını kafama vurur. “Unutma” der. Zaten unutamam ki! ! !



Bir akşam sahilde yürümektir Özlemim sana sımsıkı elele. Akşam olsa da sesini duysam diye zamanın akışını istememdir. “Yatıcaz-kalkıcaz-yarın olacak-buluşacaz” diye heyecanlanmaktır. Yanımda olduğunda “yakındaki uzak” oluşundur. Ortak kurulan bir hayali paylaşmaktır manzaralı bir yolda arabayla giderken. “Canım” kelimesidir yüreğimden çıkarcasına. “Sana bir şey olursa yaşayamam ben” demektir.



Arkandan bakmaktır el sallamak için. GÖzlerine bakmak değil içine akmaktır çoğu zaman. Bir an kapalı olsa da gÖzüm açtığımda yanımda gÖrmektir seni.



Işığı kapatıp kahvenin fincanda kÖpürmesini beklemektir beraber. Elime yapışan sakızı çıkarmaktır. İçine sıcak suyu koyduğunda rengi değişen bardağında beni hatırlayacağını düşünmemdir.



Ve benim sana olan Özlemim: “Asıl ben seni çok Özlemişim.” deyişinin yanına o hayali çiçeği eklememdir. Biraz senden biraz benden. Bugün seni Özlüyorsam bil ki asıl olan içimdeki sestir.



İnsanı mum gibi içine eriten Özlemler de yaşanmak içinse, o mum bitip mecburen sÖnene kadar yaşanacak demektir.



Ozlemek; uzaklara dalmaktir
Cok uzaklara...


Ozlemek; umit etmektir
Hayal etmek basarmanin yarisidir misali.


Ozlemek; slKlLmaktir
Bazen yalnizligindan, bazen ise etrafindaki gereksiz kalabaliktan.


Ozlemek; haykirmaktir
Sesin kisilircasina ozledim diye bagirmaktir.


Ozlemek; kizmaktir
Bazen ozlemine neden olanlara, bazen ise kadere çaresizce.


Ozlemek; yanilmaktir
Gece yarisi kalktiginda, herseyin bir ruya oldugunu anladiginda mesela.


Ozlemek; sabretmektir
Usanmadan safagi gozlemektir
Yillari, aylari, haftalari, gunleri, saatleri, dakikalari hatta
saniyeleri kovalamaktir.


Ozlemek; yasamaktir
Yalnizliga inat mucadele etmektir


Ozlemek; kavusmaktir
Bir daha ayrilmayacasina... Hayal bile olsa.
Profil anzeigen Nach allen Beiträgen dieses Users suchen
Gast

Gast
red_folder.gif erstellt am: 25/6/2009 um 19:38  
Bir özlemek ki anlatılır gibi değil canım...

Denizin hırçın dalgalarından korunmaya çalışan
istiridye, derinlerdeki bir kayaya sıkı sıkıya bağlanıp,
yalnızlığı için yıllarca gözyaşı dökerken,
farkında olmadan siyah bir inci büyütür içinde...

Nefes almak için ağzını açıp kapatırken,
oralardan geçmekte olan bir balık,
istiridyenin içindeki siyah inciyi görür ve
ona aşık olur…

Haftalarca, aylarca istiridyenin etrafından ayrılmaz…
Bir an olsun, bir defa olsun, siyah incisini görebilmek
için oraları mekan beller…

Günlerden birgün, bir inci avcısının gelmesiyle, balığın hayalleri altüst olur…

Hisseder balık avcının aradığı da tam öyle bir siyah incidir

Avcı, kayaların üzerindeki istiridyeleri teker teker söküp elindeki sepete doldurur ve suyun yüzüne yönelir...

Balık , onunla mücadele edecek güçte olmadığının farkındadır, son bir hamleyle kendini avcının sepetinin içine atar;

"Sevdiğinden ayrılmaktansa, ölümü tercih eder “
...

"Masal bunlar" der ve kitabı kapar kadın, ayracı sayfaların arasına koyar.

Gözlerinden uyku akmaktadır; başını rahat, yumuşak yastığa gömer, sessiz, sıcak,
lacivert gecenin koynunda, rüyasız derin bir uykuya dalar..

...

Düş mü, gerçek midir?

Bilemez kadın...

Birdenbire; bir gölge belirir başucunda...

Bir el değer omuzlarına, bir nefes dolaşır yüzünde...

ĞÂÂsmini çağıran bir fısıltı duyar

Sıcak gecenin inadına; terli bedenini nemli, ılık bir rüzgar okşar...

Kocaman oda küçülür, yatak daralır…

ĞÂÂkirciktedir kadın; Uyansa mı, uyanmasa mı?

Oysa “Aynı rüyayı tekrar görmek mümkün değildir" bilir...

...

Sessizce kalkar, çıplak ayaklarını serin zeminde sürükler…

Ayışığı, evin koridoruna, odaların duvarlarına kadar sızmıştır.

Balkona çıkar, soğuk, ıslak korkuluklara dayanır, derin bir nefes alır...

Їiğ düşmüştür yasemine, hanımeline; gecenin lacivert rengiyle harmanlanmış baygın bir koku
dolaşır teninde...

Dolunay tüm görkemiyle orada dururken, gökte yüzlerce yıldız göz kırparken ve şehrin ışıkları
hemen şuracıktayken; hem böyle kalabalık, hem bu denli yalnız olabilir mi insan?

Gecenin sesi, eskilerden bir şarkıya dönüşür derin sessizlikte;

"Fikrimin ince gülü/ Kalbimin şen bülbülü
O gün ki gördüm seni / Yaktın ah yaktın beni"

Beklenmedik bir zamanda gelmiştir melĞ¢nkoli...

"Hoşgeldin Hüzün" der kadın, hüzünlenerek...

Kendisi de şaşar; nasıl arabesktir bu gece, nasıl tamamlanmamış, nasıl da yitiktir...

Zihninde sevmelere dair el değmemiş dizeler dolanır.

Kuytulara saklanmış yasak sözcükler gelir dilinin ucuna...

Gökyüzünde bir mektup karalayıp ucunu yakar, gönderir ayışığıyla (!)

Ve şöyle yazar son satırlarına:

Bir özlemek, bir özlemek ki anlatılır gibi değil...

Böyle özlemek, görülmüş şey değil!

....



Sevgili Fatma ĞÂÂyibilgin den
Antwort 1
Gast

Gast
red_folder.gif erstellt am: 26/6/2009 um 05:45  
Sevgili yayla_cicegi neydi özlemek diye konuyu açtın ne güzel..

ĞÖnce sevgili Fatma ablanın yazısı ile cevap verdim… aslında özlemek daha da farklı bişi galiba diye düşünmekten de kendimi alamadım…

''Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar onu ĞÂÂstanbul diye toprağa kondurmuşlar'' ne oluyor bana kendimi Necip Fazıl'dan Canım ĞÂÂstanbul şiirini dinlerken buldum.

ĞÂÂstanbul krizim tuttu yine, kimseyi kıskanmam ama ĞÂÂstanbul'u kıskanırım, o görkemini, yıkık surlarını, iki boğazın kadeh tokuşturmasını fena kıskanırım...
Her gittiğimde yine, yeniden aşık olurum...
Bir boşluk bulsam bir yere gitmeme planımı değiştirip, rotamı ĞÂÂstanbula çeviriyorum.
ĞÂÂstanbul'a bir an önce gitme isteği, neden ĞÂÂstanbul ?
Їünkü; ĞÂÂstanbul benim ilk yangınım ve kıymet verdiğim onda hayat buluyor.

Bazen sevdiceğimle kendimi Arnavutköyde yürürken hayal ediyorum, ardından Ortaköy sahili geliyor aklıma ve son olarak Beşiktaş.

Hayal ya Beşiktaş'a kar yağıyor ve ben sevdiceğimle sahilde sahlep içiyorum bir an gözümde canlanıyor, saatlerce orada oturabilirim, ne kadar ĞÂÂskele cafe'yi anılarımla beraber yıkmış olsalarda, yeni bir sığınak buldum kendime. Yine sahilden gelen martı çığlıklarını duyarım elbet.

Eyüpte, Pierre Lottie'de içilen sıcacık bir çay ve ĞÂÂstanbul kanatlarımızın altında...

Beyoğlu Їiçek pasajı içinde bir sürü hayat hikayesi, çilingir sofraları ve Türk sanat musikisi...
Beyoğlu yüzüne keder mayın gibi oturmuş kuşçular... Güvercinler...
Ve daha nice semtler, nice hikayeler... Ama her yerde sevdiceğimle beraberiz…

Arnavutköyde ki eski Rum evlerinden birinde oturduğumuzu ve her sabah odamızın penceresinde duran fesleğenimizi sularken hayal ediyorum bizi, birden ĞÂÂstanbul ve fesleğen kokusunu genzimde hissediyorum, yanımda yine sen.

Bekle beni ruhuma iplik iplik işleyen, yanık tenli, mavi gözlü sevgilim, bekle beni ĞÂÂstanbul.

Diyeceksin şimdi burada özlem hep mi ĞÂÂstanbul...

Ah be canım bilmezmisin beni ĞÂÂstanbula bağlayan sebeplerimi…. ĞÖzlemlerimi….
Antwort 2
Junior Member
Junior Member


Beiträge: 30
Registriert: 25/10/2008
Status: Offline
Geschlecht: weiblich
red_folder.gif erstellt am: 26/6/2009 um 16:50  
Nefis bir ĞÂÂstanbul tasviri olmuş yazdıkların!

ĞÂÂstanbul da seni özledi yar!
Їiçek pasajında buzlu badem ile içelim buzbağ şarabını...

Arnavutköy'deki Rum evi pencerimizde serçeler üşüşmüş attığımız ekmek kırıntılarına...

Fesleğen kokusu gülümsemene karışıyor ...

ĞÂÂstanbul da bil ki seni çok özlüyor....

...............................



Zitat:
Bekle beni ruhuma iplik iplik işleyen, yanık tenli, mavi gözlü sevgilim, bekle beni ĞÂÂstanbul.


Bu yanık tenli mavi gözlüyü de atladım sanma
:knockout:
Profil anzeigen Nach allen Beiträgen dieses Users suchen Antwort 3
« vorheriges  nächstes »        print
Nach oben


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

Login

Benutzername:

Passwort:

Sprache
Sprache für das Interface auswählen

Deutsch Englisch Französisch Türkisch
Happy Birthday
Heute haben keine Benutzer Geburtstag!
Terminkalender
Juni 2025
  1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30  

Messen
Veranstaltung
Konzerte
Treffen
Sonstige
Ausstellungen
Geburtstage
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Punkte
  2. asliyok: 4 432 Punkte
  3. HarmanYeli: 4 396 Punkte
  4. KizilZora: 2 048 Punkte
  5. life23: 1 675 Punkte
  6. gokkiz: 1 657 Punkte
  7. BirNefes: 1 048 Punkte
  8. Erasmus: 984 Punkte
  9. -Pozan-: 785 Punkte
  10. Siyahinci: 623 Punkte
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(8394 okuma)
Hatırlarmısın .!
(11497 okuma)
Mektup......
(12331 okuma)
ANADOLU GARIBI
(12303 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(12028 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(12285 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(12485 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 1 036 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Alle Logos und Warenzeichen auf dieser Seite sind Eigentum der jeweiligen Besitzer und Lizenzhalter.
Im übrigen gilt Haftungsausschluss. Weitere Details finden Sie im Impressum.

Die Inhalte dieser Seite sind als RSS/RDF-Quelle verfügbar.

Diese Webseite basiert auf pragmaMx 0.1.11.

Die Artikel sind geistiges Eigentum des/der jeweiligen Autoren,
alles andere © 2004 - 2025 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft