Bilinen efsaneye gÖre, 1. Kosova Savaşı sonrasında
Türk askerlerin kanının bir çukurda toplanması
sonucunda, Ay ve Yıldız'ın yan yana gelmesi ile
oluştuğu sÖylenmektedir. Yapılan tüm
varsayımlar arasında, 1. Kosova Savaşı'nın sebep
olması en büyük imkanlardan biridir, lakin bu savaş
tarihinin akşamında gÖkyüzünde Jüpiter ve Ay
yan yana nadir anlarından birini yaşamıştır. Bu
savaş sonunda ele geçirilen bir Sırp askeri, dÖnemin
padişahı Murat Hüdavendigar'a Sırp savaş
planlarını vereceği taahhütü ile
yaklaşmış; hançeri ile Osmanlı
İmparatorluğu galibiyeti ile sonuçlanan savaş
sonrasında şehit edilmiştir. Yerine büyük
oğlu Yıldırım Beyazıt geçmiştir
14. yüzyılda, Astronomi konusunda dünyaca ilerleyememiş
olmamız; halen dünyanın yuvarlak olamaması gibi vahim
sorunlar yüzünden, kan çukurunda gÖzüken
yıldıza benzeyen parıltı da doğal olarak
yıldıza benzetilmiştir. Jüpiter her ne kadar eski
zamanlardan beri bilinmesine rağmen, ilk olarak 1610 yılında
Galilei tarafından Jüpiter'e ait 4 Ay keşfedilmiştir.
Jüpiter'in gÖzükebilen 4 ay'ının da etrafında
kısmen parlaması (basit bir teleskopla gÖzükebilir,
ancak çıplak gÖzle en iyi ihtimal Jüpiter'e yakın
bir parıltı gÖzükür); büyük bir ihtimal
Jupiter'i kÖşeli bir yıldıza benzetilmesini
sağlamıştır. Lakin, Güneş'in herhangi bir
gezegen üzerindeki yansımasının Dünya'daki
insanlar tarafından parlak bir yıldıza benzetilerek de
izlenebilir. Uranüs gezegeni de, bu süre içerisinde
Jüpiter'e olan yakınlığı (her ne kadar
çıplak gÖzle gÖzükmesi çok zor olsa da,
küçük bir parıltı olarak gÖzükebilir);
Jupiter etrafında farkedilebilir 5 kÖşe
gÖzükmesine sebebiyet verir.
1.Kosova Savaşı sırasında Kosova'dan
gÖkyüzü gÖrünümü - Geceyarısı
saatleri Eğer ki bu yansımayı, olası bir kan
çukuru üzerinde düşünürsek de; bize Türk
Bayrağı'nın şu anki hali gÖzükür. Bunun
için gece yarısı saatlerindeki gÖkyüzü
gÖrüntüsünü, dikey ve yatay olarak tersine
çevirirsek (Ayı arkanıza alarak kan çukuru
üzerindeki yansımayı izlemek
isterseniz)gÖrürüz ki Türk Bayrağı ile
arasında müthiş bir benzerlik vardır.
Bayrak
sÖzcüğünün aslı, "batrak"tır.
Batıraktan yani batırmaktan gelir. Eski Türkler'de
toprağa saplanan, "batırılan" mızrağın
üzerine hanedanlığı temsil eden renklerde
kumaşlar, ipler vb. asılırdı. Mızrağın
ucuna da altın veya değerli madenlerden kurt başı gibi
kağanlık alameti takılırdı. "Toprağa
batırılan mızrak" anlamındaki bayrak
sÖzcüğü, zamanla " dalgalanan milli simge" ye
kaymıştır. Osmanlı Devleti'nden Önceki
Anadolu Türk devletlerinde kullanılan bayrak renk ve sembolleri
hakkında yeterli bir bilgi yoktur.Türk Bayrağı'nı
ilk olarak Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin
Mes'üd tarafından Osman Bey'e gÖnderilen ak renkli sancak
olarak gÖrürüz.15. yüzyıldan sonra al bayrak,
Yavuz Sultan Selim dÖnemindeki Çaldıran Savaşı'nda
ise yeşil bayrak kullanılmaya
başlanmıştır.Türk Bayrağı'na en
yakın şekil ise III. Selim dÖneminde rastlanır.Bu
bayrakta hilal ile birlikte sekiz kÖşeli yıldız
kullanılmıştır. Yıldızın beş
kÖşeli halinde kullanılması ise 1842 yılında
Abdülmecit dÖnemine denk gelir.Saltanatın
kaldırılması üzerine 29 Mayıs 1936 tarihinde
çıkartılan 2994 sayili kanunla Türk
Bayrağı'nın şekli ve Ölçüleri kesin bir
şekilde tesbit edilmiştir.28 Temmuz 1937 tarihli 27175 sayili
Türk Bayrağı nizamnamesi kararnamesi ile de Türk
Bayrağı'nın kullanılışı
düzenlenmiştir.
Türk Bayrağı ve Ölçüleri
Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulunun, 25 Ocak 1985 tarih ve 85/9034
nolu "Türk Bayrağı Tüzüğü"
kararının 4. maddesinde, bayrağın boyutları
belirlenmiştir.
Yasada, yıldızın uçlarından biri, Bayrak ekseniyle
ayın iki ucundan geçtiği farz edilen çizginin
kesiştikleri noktada çizilmiştir. Bu nokta ile iç
çemberin uzaklığı için yasada verilen rakam,
eğer yasadaki şekil doğru ise, yanlıştır.
Ancak, yasadaki şekle uygun Bayrak çizmek için bu
rakamın verilmesi de gereksizdir. Kanuna gÖre, Türk
Bayrağı, yırtık, sÖkük, yamalı, delik,
kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri
zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin
tÖrenleri dışında her ne maksatla olursa olsun,
masalara kürsülere, Örtü olarak serilemez. Oturulan
veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri
eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya
üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti,
teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek
kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve
kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin Ön veya arka
yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde
kullanılamaz. Türk Bayrağına sÖzle, yazı veya
hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez,
saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz,
yakılamaz, yere atılamaz, gerekli Özen gÖsterilmeden
kullanılamaz.
G Genişlik 12 G
A Dış ay merkezinin uçkurluktan mesafesi 6 G
B Ayın dış dairesinin kutru (çapı

6
G
C Ayın iç ve dış merkezleri arası 0,90G
D Ayın iç dairesinin kutru (çapı

4,8 G
E Yıldız dairesinin, ayın iç dairesinden olan
mesafesi
Yasada E değeri 1/3 G (yaklaşık 267/800 G) olarak
verilmiştir. Eğer yasada çizilen Bayraktaki yıldız
dairesinin hilalin uçlarından geçen doğruya teğet
olduğu varsayılırsa, E değeri trigonometri kullanarak
279/800 G olarak hesaplanabilir. Bu varsayımda E değeri
bilinmeden de Bayrak çizilebilir. Aradaki fark E için
yaklaşık yüzde 1,5 G değerine karşılık
gelir. Bu fark küçük olmakla birlikte sonuçtaki
gÖrünüşler farklıdır. Çeşitli
kaynaklarda ve uygulamada gÖrülen Bayrakların çok
büyük çoğunluğu yasada çizilmiş olan
şekildedir. 4 G
F Yıldız dairesinin kutru (çapı

3
G
L Boy 18 G
M Uçkurluk genişliği 0,6 G
Not: Bayrak genişliği ne olursa olsun (G) emsali
değişmez.
[tarihinde düzeltildi 2/5/2009 Saat 06:02 Yazar Tukenmez]