Ermeni aydınlar, Türkiye'de büyük tartışma
yaratan "Ermenilerden Özür kampanyası"na, "Türklerden
Özür kampanyası" ile karşılık vermeye
hazırlanıyor.
Ermeni diasporasından bazı aydınlar, Ermeni çetelerinin
ve ASALA'nın eylemleri için Türklerden Özür
dileyecek.
Türk Ermeni diyalog grubu eşbaşkanı Dr. Armen Gakavian,
Radikal gazetesine yaptıkları çalışma
hakkında bilgi verdi.
İmzaya açılacak bildiride, "Ermeni halkı adına
işlenen cinayetler için Özür diliyor, bunların
acısını duyan masum Osmanlıların ve Türklerin
duygularını paylaşıyorum" deniyor.
Dr. Armen Gakavian, Ermeni aydınlara bu adımı attıran
olayın, Türkiye'de başlatılan 'Özür
diliyorum' kampanyası olduğunu vurguladı.
Taslak bildiriye, Önümüzdeki hafta son şekli verilecek
ve dünyadaki bütün Ermenilere imzalamaları için
ulaştırılacak.
Bazı Türk aydınların başlattığı
Ermenilerden Özür kampanyası büyük
tartışma yaratmış; kampanya hakkında suç
duyuruları yapılmıştı.
Savcılık, "Demokrasilerde karşıt
gÖrüşler de koruma altındadır" diyerek
kampanyayı düşünce Özgürlüğü
çerçevesinde bulduğu gÖrüşüyle
takipsizlik kararı vermişti.
İşte Gakavian’ın yanıtları:
İskeletlerle yüzleşme Türkiye’de 30 bin
kişinin katılımını sağlayan bir kampanya
yürütülüyor. 1915 Ermeni
soykırımını hayata geçirmiş Osmanlı
Türkleri yüzünden acı çeken ve adaletsizliğe
uğrayan Ermenilerden Özür diliyorlar. Bundan haberdar
mısınız? Evet, Sydney’deki bazı Türk
dostlarımdan olayı işittim. Bence Türk ulusunun
asaletini güçlendirecek türden harika bir girişim. Bu
türden bir Özür asaleti gÖsteriyor zira bir
kişinin, sıradan bir insan da olsa bir ulus da olsa
geçmişiyle yüzleşmesi çok güç; ve bu
cesareti gÖsteriyor zira çok kısa zaman Önce
yüzleşme çabalarının susturulma girişimi
olarak TCK 301. maddeyi tanıdık. Umarım Ermeniler dahil
dünyanın diğer ulusları da bu Özür
kampanyasına imzalarıyla katılarak Öncülük
edenlerin gÖsterdiği cüretin aynını sergileyerek
kendi dolaplarındaki iskeletlerle yüzleşebilirler.
Ermeni aydınların başlatacağı kampanyanın
içeriğini anlatabilir misiniz? Ne yazacak hazırlanan
bildiride?
Türkiye’deki ‘Özür dilerim’
kampanyasına yanıt niteliğinde bir çalışma
bu. Geçmişte yaşanmış ve gelecekte yaşanacak
olan her türlü şiddeti reddetmeliyiz.
Türkiye’deki çalışmayı yürekten
destekliyorum. Bu bize mutluluk verdi. Bir hafta sonra imzaya
açacağımızın bildirimiz son şeklini
almış olacak. Ermeni çetecilerin işlediği
cinayetlerden ve ASALA eylemlerinden Ötürü Türklerden
ve Osmanlılardan Özür dileyen, yaşananlardan duyulan
üzüntüyü anlatan bir içeriği var bildirinin.
Siz Türk devletinin yerinde olsaydınız Özür diler
miydiniz?
Öyle olacağını umardım. Bu soru
etrafında düşünelim: Bir Ermeni olarak Ermenilerin
işlediği suçlardan Ötürü üzgün
müyüm? ASALA nedeniyle üzgün müyüm?
Ermenilerin işlediği katliamlar ve etnik temizlikten
Ötürü? Evet, üzgünüm, hiç bir
çekimcem yok. Bu suçlar bütün bir ulusun ortadan
kaldırılması girişimiyle
karşılaştırılamasa dahi hâlâ
suçtur ve kimse aksine ispat edip bunları
Önemsizleştiremez. Eğer Türk devletinin yerinde
olsaydım, Özrü onyıllar süren inkârın
ardından yitirilmiş itibarın yeniden
kazanılmasının mükemmel bir yolu olarak
gÖrürdüm.
Taslak bildiri hazır
Türkiye’deki Özür kampanyasında sizin
bulgularınızın yeri var mı?
Hayır, doğrudan yok. Özür Ermenilerin
çektikleri acıların tanınmasıdır ve bu
acıya sebep olan Türk devletinin hem Öldürmeler hem de
inkârdaki sorumluluğunu üstlenmesidir. Amaç
tanımlamalar sorusuna ve siyasi açıklamalara vs. yanıt
vermek değildir. Bu yüzden Özüre dair herhangi bir
Ermeni tavrı da benzer olmalı. Gerçekte şahsen
Türk aydınlarının açıklamalarına
yanıt niteliğinde bir taslak hazırladım ve bunu
çok yakında dağıtıp sonra da kamuoyuna
sunacağım. Bu umut ederim ki Ermenilerin de imzalarını
koyacakları bir dilekçeye dÖnüşür.
Ayrıca Fransa’dan da bazı karşı yanıtlar
var, bir grup Fransız-Ermeni aydının
imzaladığı.
Türkiye’deki Özür kampanyasının, Ermenilerin
Ermeni toplumu içinde yaptıklarına etkisi ne olur?
KÖklü düzeyde denilebilecek devasa bir etki olmaz ve şu
türden konuşmalardan Öteye geçmez: “Harika
değil mi? Türkiye’de bazı şeyler
açıkça değişiyor.”
Kimileri şüpheli duracak yahut yeterli bulmayacaktır. Fakat
çoğunluğu müteşekkir olacak ve bundan
etkilenecektir. Ermenilerin çoğunun bunun ne kadar cesurca bir
adım olduğunun farkına varacağını
sanmıyorum.
Peki bundan sonra ne olur? Kendi araştırmanız ve
kampanyanıza dair nasıl bir sonuç gÖrmek istersiniz?
Ermenileri kaçınılmaz bir devlet kabulünü
memnuniyetle karşılamaya hazırlamak isterim. Bu altı
ayda da olsa 60 yılda da fark etmez. Ve cesur Türklerin
yaptıkları gibi Ermenilerin de kendi dolaplarının
içindeki iskeletleri ortaya koymaya istekli olmalarını
isterim.
Bu arada aynı zamanda Sydney’deki Ermenilerle Türkleri bir
araya getirme çalışmama devam edeceğim, nereye gidersem
gideyim yine aynı şeyi yapacağım. Burada,
Sydney’de yaptığımız nefret ve yalanların
üstesinden sevgi ve hakikatle gelebilecek dünya çapında
gelişen bir hareketin parçası olmaktır. Bu
tanrının verdiği gÖrev ve aksi davranamam. Türk
Özründe kullanılan kelimelerdeki gibi, ‘vicdanım
reddeder’... yerli yerimde durup hakikat ve uzlaşma yolundaki
fırsatın kaçmasını...
Türk hükümetinin pozisyonu veyahut halet-i ruhiyesi
Özür dileyecek bir şey yapılmadığı
yolunda. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tam aksine Özür dilemesi icap eden devlet. Evet bireyler
Özür dileyebilir, bunun pek çok Örneği var.
Vicdanların sessiz kalmaya müsaade etmediğini yahut da bir
biçimde bu suçlardan Ötürü kârlı
çıktıklarını anladıklarını
gÖrüyoruz.?Fakat bu devletin bir hakikati kabul edip
Özür dilemesinin yerini tutmaz.
Özür iyi bir başlangıçtır
Türklerin Ermenilerden Özür dilemesi yeterli mi? Bu Ermeni
toplumunu tatmin edecek mi?
Bu çok Önemli ve zor bir soru. Bu konuda Ermeniler içinde
elbette çok farklı gÖrüşler var. Ben sadece
benimkini dile getireyim. Daha Önce de belirttiğim gibi bir
Özür sadece bir başlangıçtır, fakat iyi bir
başlangıçtır. Eğer Özür yitirilmiş
insan yaşamı ve çekilmiş acıların
tanınmasıysa, ki bugün tanıklık ettiğimiz
Özür tam da bu, bunun çok büyük bir Önemi
vardır.
Fakat Özrün samimiyeti bunu izleyen adımların ne
olacağına da bağlı, mümkün olduğu kadar
işlenmiş olan suçun sonuçlarına da
bağlı. Türk devleti Örneğinde bu, kurbanların
faillere dÖnüştürüldüğü
inkâr ve tarihi çarpıtma politikasının bir
kenara bırakılması anlamına geliyor. Aynı zamanda
bu anıtların restorasyonu, geri dÖnme hakkı (ziyaret
için yahut yaşamak için) yahut da Ermenistan’ın
Türk toprakları aracılığıyla bir limana
erişiminin sağlanması türünde olabilir.
Toprak talebi abestir
Açıkça belirtmeliyim ki bence toprak talepleri, bazı
toprakların Ermenistan’a verilmesi anlamında tamamen
abestir. Bu aynı zamanda gerçekdışıdır da.
Tartışılabilecek başka bazı fikirler de olabilir.
Fakat hiç tereddütsüz sÖylenebilecek tek bir şey
varsa o da şudur: En büyük tazminat ve samimiyet ifadesi
Türkiye’nin koşulsuz olarak Ermenistan’a
uyguladığı ablukayı kaldırması ve
Ermenistan’ın kendi ayakları üzerinde durabilmesi
olacaktır.
Bu yüzden şahsen geleneksel anlayışta olduğu gibi
toprak talepleriyle ilgilenmiyorum. Ermenilerin ceplerine para
konulması anlamında mali tazminatla da ilgilenmiyorum. Devlet
yukarıda saydığım tavsiyelerin uygulanmasına
harcanmak üzere fon bulmakla yükümlü zaten ve
ayrıca Türk hükümetinin Washington’daki
lobicilere Ödediği paraları kestiğinde hayli tasarruf
edeceğini de unutmamalıyız.
Özür dilemenin etkisi ne olur?
‘Cinayetin inkârının son aşaması’
denilip duruldu. Özür Ermenilerin tarihlerinin korkunç
bir parçasını kapatmasına yardımcı olabilir.
Bir iyileşme sürecini başlatabilir. Kimi acıları
dindirmeye yarayabilir. Fakat belirtmeliyim ki bu sadece bir ilk adım
olmalı, son değil.
Özür kampanyasına Öncülük
anlamında aydınların rolü için ne
düşünüyorsunuz?
Mükemmel ve tarihsel anlamda kaçınılmaz. Memnuniyetle
karşılıyorum. Bu hareket Özür yolunda harekete
geçilmesi için iyi bir başlangıç fırsatı
oluyor. Dünya tarihi boyunca aydınlar en büyük
değişim yapıcılar oldular. Gelecekte neler
olacağını gÖrmek için
sabırsızlanıyorum.
Aborijinlere hükümet Özürü
Halihazırdaki Avustralya hükümeti Şubat 2008’de
ülkedeki ‘kayıp kuşaklardan’
(Avustralya’nın yerli halkı Aborijinler) Özür
diledi fakat Avustralya’nın 1778’deki işgalinden
Ötürü yerli halka reva gÖrülenlerde
Ötürü Özür dilemediler. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bu Özür Avustralya hükümetinin olgunluğunun ve
asaletinin kanıtıydı. Özrün kendisi çok
etkili ve samimiydi ve başbakan Özür metnini kendisi
yazmakta ısrarcı oldu, bu yüzden çok kalpten gelen bir
şeydi. Fakat bunun arkasında neredeyse yarım
yüzyıllık tartışmanın ardından bir
inkâr ve Öteleme var. Ve bu çok spesifik bir
Özürdü, sadece yerli Avustralyalılara yÖnelik
Özel bir muameleyi ele alıyordu. Neden? Belki de bu
yaptığımız hataların çok somut delillerinin
sadece bir kısmını içeriyor. Bilemiyorum.
Özür aynı zamanda ‘soykırım’
kelimesini içermedi, büyük olasılıkla bu
türden bir kavramın bÖlücü olacağından
Ötürü. Belki de birkaç yıl içinde toz duman
yatıştığında ve hâlâ Önde gelen
kişilikler nezdinde kayıp kuşakların
soykırıma maruz kaldığı yolunda büyük
bir fikir birliği hasıl olursa gelecekteki hükümet bu
kavramı da kullanabilir.
Fakat daha da Önemlisi yerli Avustralyalıların
yaşadıkları felaketin ve derin acıların
tanınmış olması ve kamuoyu nezdinde bunun ortaya
koyulması. Hükümetin bu doğrultudaki sorumluluğunu
herhangi bir gerekçeye başvurmadan yerine getirmesi.
Parlamentoda başbakanın dudaklarından ‘Özür
dilerim’ kelimesini işittiklerinde ağlayan yerli .
Avustralyalıları gÖrdüğümde, bir
anlığına Türk hükümetinin de bÖylesi bir
Özrü dile getirmesinin nasıl bir şey
olacağını hayal etmeye çalıştım.
Sanırım pek çok Ermeni gibi ben de rahatlamış
hissederdim. Fakat bunun sadece bir başlangıç olduğunu,
nihayet olmadığını, bir süreç olduğunu
da gÖrmemiz lazım.