Eğer, herkes kendini kaybedip seni suçladığı zaman, sen soğukkanlılığını
koruyabilirsen;
Eğer, herkes senden kuşkulandığında sen kendine güvenip tüm şüpheleri
hoşgörüyle karşılayabilirsen;
Eğer, sabırla bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan ya da iftiraya
uğradığında yalana yalanla karşılık vermezsen ve kin tutana kin
duymazsan;
Eğer, düşlere kapılmadan düş kurabilir; düşünebildiğin halde düşüncelerin
kölesi olmazsan ve aynı zamanda ne çok uysal olup ne de çok akıllıca bir
tavırla konuşmazsan;
Eğer, ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir, ikisini de
karşılayıp yüzleşebilirsen; ömür verdiğin şeylerin yıkılışını seyredebilir
ve yılmadan onu yine kurmaya çalışırsan;
Eğer, iş işten geçtikten sonra da yüreğini ve bedenini bütün direncinle
seferber edip herkesin vazgeçtiği noktada sen amacına yönelebilirsen;
Eğer, herkesle birlikte olur da, erdemli kalabilirsen ya da krallarla
dolaştığın bir durumda, gururlanıp benliğini ve dostlarını unutmazsan;
Eğer, ne sevgili dostların ne de düşmanların seni incitmezse ve kimseyi hem
küçümsemez, hem de kimseye bağımlı olmamayı başarabilirsen;
Eğer, her günün her saatini, her dakikanın her saniyesini iç rahatlığıyla
yaşayabilirsen, bütün dünya senin olur yavrum ve o zaman artık “ADAM”
olduğunu düşünebilirsin.
Rudyard Kipling (1865-1937)